A hole on the toilet wall: mini öykü

Sayfalar

oh my çok çılgın!

26 Aralık 2008 Cuma

mini öykü

soğuk bi kış gecesiydi..
buz tutmuş parmaklarım, kıpkırmızı burnum,
ıslak saçlarım ve ani sıcaklık değişimi görünce olabildiğince yanmayı görev bilmiş kulaklarımla sefilin önde gideniydim adeta..
otobüste bi amcanın yanına oturdum ve yolculuk başladı..
bi kaç dakika sonra yaşlı ve sevimli bi teyze bindi otobüse..
uzaktaydı,
arada dikilen insanlar yardımıyla teyzeye işaret ettim yer verdim..
pek bi sevindi ve verdiğim yeri minnetle kabul etti..
orayı çoktan kendi hakkı olarak görmüyo olması hoşuma gitmişti..
yaklaşık 20 dakika sonra teyze inmesi gereken durağa geldi,
yerimi geri verdi ve tekrar teşekkür edip otobüsten indi..
biz de yolculuğumuza devam ettik..
ancak bi farklılık vardı..
yanımdaki amcanın gözleri sürekli üstümdeydi.
kararsızca bana yöneliyo, ardından vazgeçip dışarıya dönüyodu yüzünü..
anladım ki yaptığım şeyin ne kadar iyi olduğundan
şimdiki gençliğin terbiyesizliğinden olaya giricek
yedi sülalesini tek tek anlatıcak sıkıntıdan içimi bayıcaktı..
bu yüzden yüzüne bakmadım..
çünkü göz kontağı kurduğumuz an başlıycaktı herşey..
ama birden amca cesaretini toplayıp kolumu dürtükledi..
"ahh evet harikayım biliyorum iyi kalpliyim.. tanrı beni kutsasın.." diye düşünürken
amca adeta teyze bana minnetle bakarken yanımda değilmişesine öküzce baktı ve
"burnunda sümük kalmış" dedi..
zihindeyse tek bi kelime yankı yaptı "shit."


alternatif son:
"burnunda sümük kalmış" dedi..
zihindeyse tek bi kelime yankı yaptı "shit."
bütün bunları kurmuştum yol boyunca zihnimde..
yanımdaki amcaya baktım..
amca bugünkü blogun ana karakteri olucağından habersizdi..
hala biraz kararsız gibi görünüyodu
"ulan cidden öyle bişey olmuş olmasın" diye düşündüm
cebimden mendil çıkarıp burnumu sildim..
yok olmamış gayet pak ve pırıl bi haldeyim..
eve geldim bunu yazdım.
bitti.

0 küçük şişe sallanıyor: