ne dereler aştım ne tepeler geçtim

*büşüü kalkmadın mı hadi dersaneye geç kalıcaksın..
+yaa uyandım ama yataktan kalkamıyorum..
*(panik olmuş bi şekilde) nooldu hasta filan mı oldun??
+çok korkuyorum anne dışarsı soğuk çıkamıcam galiba yataktan..
*ben de bişi var sandım saçmalama kalk hadi..

dersaneye git. sınava gir. tam 1 saat 57 dk. sınavda durmayı başar.. kendini tebrik et.
yemek yicez
nerde yesek..
bilinçsizce carousel'e gir.
ordan çık capacity'ye.
pizza hut olduğunu sandığım yere git..
yaklaşık iki saat muhabbet, dedikodu, çekiştirmece..
nazlı temalı çam devirmece..
o sırada yanımızdan geçip duran çok sevimli çift
gidip ikisine de sarılıp "siz hiç ayrılmayın olur mu hep böyle kalın" demek istedim açıkçası

ordan çık. d&r'a git.
"eclipse'in türkçesi çıkmış biliyo musunuz?? çok mal ama tutulma yazıyo eöğh.."
dilşut tam bakalım derken elinde kitap olan bi kız..
sinir dalgası..
sonra başka bi kız daha..
kitapla kafasına kafasına mı vursam acaba?
sonra twilightların bulunduğu rafı bul..

*uu nası çevirmişler acaba??
+aç bakalım.. compromise e mi bakcaz?
*evet de nerde?
bi süre aramaca daha gerilerde daha ilerde orda değil diye..
bul.. oku.. biraz burun kıvır..
en arkayı aç..
ve kıskançlık krizi..

hayııır.. bunu bana yapamazsın.. bunu bana yapma.. yapma bana bunu..
hayvan epsilon kendi mallıklarını kapatmak için rüşvet verir gibi kitabın arkasına poster koymuş..
sinir oldum..
delirdim azıcık orda evet kendini kaybetmece filan..
sonra da bok atmaca hafiften
"biz orjinalini okuduk bi kere.. hiçte bile güzel olmıycak çeviri.. orjinal gibi olmaz bi kerem hıh."


sonra dilşut'a kazak bak.
bulama.
durağa git.
bi saat otobüs gelmesin
sonra gelsin.
bin
eve gel.
hicran kuzen gelmiş.
yavrucağı damla hanım pek tatlı pek hoş olmuş..
sonuç bu saate kadar bişey yazama..
ders filan da çalışama zaten..
öyle..


ayrıca şerefsiz epsilon hani yolluyodun ulan ilk iki kitabın yeni baskısını dümbük..