A hole on the toilet wall: artık bütün sırlarıma vakıfsın

Sayfalar

oh my çok çılgın!

18 Şubat 2009 Çarşamba

artık bütün sırlarıma vakıfsın

gün itibariyle artık resmi olarak bi adayım..
"ada değilim bebeyim adayım eheh" diyim mi? demiyim bence.. şu elit (?) ortama uygun düşmeyen kalitesiz bi espri olurdu.. oysa herkes bilir ki burda laubaliliğe yer yoktur.. eheh herneyse..
en başta alıyorum okula gittik ilk ders hasan hoca demiş formlar hazırsa nöbetçi öğrenciyle aldırcam..
formlar yanımızda ama boş tabi onları doldur anneyi ara posta kodu sor, adres sor (evet adresimizi hala bilmiyorum), nereleri yazıyım sınav merkezi olarak diye sor..
hemencecik doldur hazırda bekle..
ilk dersten sonra tenefüste ali hoca koşa koşa sınıfa girdi..
"hadi hazırlanın müzeye gidicez.. serviste boş yer var sizi de götürelim ama çabuk kalkıyo servisler.. hadi hai koşun"
hocam eki ükü.. bile diyemeden montu alıp servise koştuk..
bizi o topkapıdaki isminde panorama geçen şu an tam adını yazmamın mümkün olmadığı fetih müzesine götürdüler..
böyle kubbe gibi bişey var içine istanbulun fethini resmetmişler ama harika bişey..
böyle sesler filan, bi tarafta top sesleri bi tarafta mehter marşı filan..
resmen ordaymışsın gibi.. üç boyutlu görünüyo herşey ve o kadar gerçekçi ki..
kesinlikle gitmediyseniz öneriyorum metro'yla topkapı durağında inilmesi gerekiyomuş..
ayrıca kendisinin resimlerine bi tık uzaktasın şu an..
sonra geldik okula biz dördüncü derse giriceğimizi zannediyoduk ama meğer üçmüş.. bi ders ingilizce sonra bi ders din..
öğle tenefüsü geldi,
biz dilşut'la tuvalete gidip dönene kadar sercan sınıfın en dibindeki cam kenarındaki masanın üstünde (evet baya masanın üstüne uzanmış böyle), beyza en arka sıraları birleştirmiş, didi ve büşra da kendi sıralarına kafalarını yaslamış uyuyolar.. sonra dilşut'a hadi biz de oturalım dedim sonra ben de uyudum tabii dilşut da çalışkanlık yaptı.. ama baya bi uyudum yani.. sağ kulağımda haarika müzik, sırtımıza battaniye filan da örttüler.. keyfimize diycek yok..
sonra kim olduğunu hatırlamıyorum hasan hoca çağırıyo başvuru için dedi ama bizim yüz göz şişmiş benim alın kırmızı baya kırmızı bildiğin.. uyku izi olmuş..
gittik fotoğraflarımızı çekildik, formlarımızı kontrol ettik ve resmen birer öss ve yds adayı olduk..
(sevinç çığlıkları.. konfetiler)
kantin yolu tuttuk.. bilmediğimiz bi sebepten konu evliliğe filan geldi..
ilk kim evlenicek acaba filan soruları kafaları kurcalıyo..
"aşık olmassam evlenmem ben" dedim..
"tabi canım sevmediğin insanla evlenmessin zaten" dedi beyza..
"sevmekten bahsetmiyorum aşık olmassam evlenmem.. yani parasız kalmadığım annemler de istemiyoruz biz seni filan demediği sürece aşık olmadığım biriyle evlenmem.." dedim..
öyle ama yani mal mısın durup dururken kendi kendine işkence..
sonra konudan konuya atlama yeteneğimize (bkz:. öss başvuru --> evlilik) hayran kalıp sınıfa gittik..
bi ders hasibe hocayla yös'den girdik eğitim sisteminden çıktık,
en son iyi dilekleri kaptık dersane yolu tuttuk..
kimya etüdü var..
gıda almamız gerek hem gizem'e özgür'ü de gösteririz dedik
ama özgür orda yoktu..
pek nadide besin maddelerimizi aldık bizim dersanenin yanındaki yös dersanesinin rehberlikçisiyle konuştuk..
gizem seneye nisan'da yös'e giriyo evet..
sonra gıda aldık..
oturduk oturduk kantinde..
gizem bizim dersane ortamına iyice alışmaya başladı..
ben elbisemi anlatırken yaptığı "askısız olursa zıplayınca memişlerin dışarı fırlar" şeklindeki yorumuyla cem'i şaşırtmayı başardı.. hatta biraz dumurlara gitti geldi diyebiliriz.. e biz alışkınız zaten..
sonra elif hocanın yanına uğradık derse girmeden önce elif hoca gel bakalım sen bana sevgililer günü'nün hikayesini anlat dedi..
14 şubat'ta ingilizce dersinde anlatmıştım kim söylemiş bilmiyorum..
anlatırken murat hoca'yı filan da çağırmaya kalktı ama görüşmesi varmış murat hoca'nın..
anlat diyo ama anlatıcak bişi yok herkesin bildiği hikaye komik filan da değil yani insanlar anlatış tarzımı beyeniyo ama içerikte pek bişey yok..
kalabalık oldu içerisi baya anlattım hikayeyi filan.. artık beklenen performansı gösterdim mi göstermedim mi bilemicem xD
derse girdik..
sıkıcıydı..
baya sıkıcıydı..
resmen kimya sevmeyen bi insanoğluyum..
yarın biyoloji sonraki gün de fizik etüdü beni bekler..
böyle işte..
eve geldim takılıyorum buralarda sonra anlam veremediğim bi şekilde dedemle babanem geldi..
hala soruyorum "neden?"
hayır biz öyle içli dışlı değilizdir yani ve bildiğin gibi her türlü -kuzenler hariç kuzen candır- akraba durumlarından, sevgi selinden filan uzak durmaya çalışıyorum..
yanlış anlama onları seviyorum..
ama uzaktan..

0 küçük şişe sallanıyor: