A hole on the toilet wall: büşü'yle günün yorumu

Sayfalar

oh my çok çılgın!

16 Şubat 2009 Pazartesi

büşü'yle günün yorumu

merhaba pek muhterem zat..
şimdi sana günceğizimi anlatıcam ve umuud ediyorum ki sen de beni dinliyceksin
daha doğru kelimelerle ifade etmek gerekirse okuycaksın..
evet daha doğru kelimeleri seçmeye dikkat ediyorum ama yazım kurallarına dikkat etmiyorum bunun farkındayım,
kader kısmet..
bu arada kısmet ingilizceye geçmiş hee dersanedekiler farkketti bildiğin twilight'ta 'kismet' yazıyo xD şaşırtıcı.. bi de 'bosh' var mesela bildiğin 'boş' demek.. bil bunları diye söylüyorum ilerde lazım olur.. hiç olmadı birilerini etkilersin şaşrıtırsın filan...
hoş etkilemek için kismet'e bosh'a kaldıysan çok da zorlama derim ben ama..
tercih meselesi tabii..
herneyse,
resmen bugün sadece tek ders yaptık gerisi boştu..
dolu olanlar muhabbet ve test çözmekle geçti,
4 tane kadarı zaten boştu,
hasibe hoca'da 20 dk ya ilemiştir ya işlememiştir.
her neyse sonra çıkışta biz büşra'nın annesiyle bizim mezuniyet kıyafetleri için kumaş bakmaya gitçektik, acelemiz olduğundan ne damlaya ne gizem'e haber veremedim koştur koştur çıktık
ama dilşut görürsem söylerim demişti inşallah görmüştür..
sonra biz çıkarken okulun orda tavşanlı fal bakan adamlardan vardı..
yanından geçerken tatlı tavanlara baktık ve resmen yakamızı bırakmadı..
ama istemiyoruz fal filan..
allem etti kallem etti diğerlerine çektirdi ama ben tavanlı falcılar konusunda baya tecrübeli olduğum için -malumunuz biz annemle hayvan görünce garip sesler çıkarmaya başlayıp, kontrolünü kaybeden bi ikiliyiz- inat ettim çekmiyorum..
sonra bunlara bişeyler yaptırdı herkes birbirine çekiyo filan bana da kendisi çekti,
para koparıcak benden de ama vermiycem yani,
isteniyorum dedim oku dedi
okudum tutmadı işte dedim,
şimdi ilk tuttuğunuz dileğin üstüne üç dilek daha tutun dedi
bende daha önce dilek tutumamıştım ki zaten istemiyorum ben tutumiycam olmaz dedim
iş para vermeye gelince benden de para ister gibi oldu
ben para vermem dedim..
vermedim de tabii ama bu olay bu kadar kısa sürmedi tabi.
adam baya baya sinir oldu en son arkamdan
"neden seni kimsenin istemediği belli.. böyle inatçı kızı kim naapsın.. salak mı napıcak seni.. valla bak allah seni alıcak insana sabır versin" diye bağırıyodu..
amiin dedim uzun uzun..
amin amcacım xD
hayır zaten böyle insanlara da sinir oluyorum..
sözde iş yapıyo..
napıyosun??
ağzın azıcık laf yapıyo milleti kandırıp, nezaketlerinden faydalanıp paralarını alıyosun
bizim burdaki altmış küsür yaşındaki teyze de günde bilmem kaç apartmanın merdivenlerini siliyo beş kuruş için..
üzülüyorum yani..
bu arada nerde kalmıştım eminönü'ne gittik..
kumaş filan baktık baya zorlu ve sancılı bi süreçti xD
ama oldu seçtik güzel olucak xD
değişik manzaralara da rasgeldik..
mesela böyle bi tezgah dolusu çaydanlığın resmini çeken turist gördüm..
anlamlandıramadım açıkçası xD
hani bi özelliği filan da yok bildiğin çelik çaydanlık..
nası düşünceler geçiyodu akıllarından bilemiyorum..
daha anlatıcak şeylerim vardı aslında ama hatırlamıyorum gibi biraz..
neyse şansına küs..
eheh sanki herkes benim özel hayatımın ayrıntılarını öğrenmek istiyomuş gibi bi havalar bi de xD

2 küçük şişe sallanıyor:

Adsız dedi ki...

the curious case of benjamin button(yazması cok zahmetliymiş) da da kismet(hatta z ile söylenio) dio cate blanchett
yazıdan cok parantez oldu (:?o)

Büşra Mutlu dedi ki...

uu xD