A hole on the toilet wall: su damlacıkları üstüme üstüme gelirken

Sayfalar

oh my çok çılgın!

9 Şubat 2009 Pazartesi

su damlacıkları üstüme üstüme gelirken

bi süredir şemsiye taşımama konusunda direniyorum..
zaten kendisiyle ilgili hissiyatlarımı biliyosunuz ama bilmeyenler için durumu kendimden yaptığım "şemsiyem ıslanınca çok sinirleniyorum" alıntısıyla özetlemek istiyorum..
bu hissiyatlarıma bi de şemsiyeciğimin tutma yerinin koptuğunu,
kenarının yırtılmış gibi olduğunu
ve bilmediğim bi sebepten kendisinin iğrenç koktuğunu söylersem
"peki ya neden?" şeklinde bi soru kalmaz zihninizde..
bu arada cidden anlamıyorum neden iğrenç kokuyo boyuna yağmur yiyo sonuçta
her neyse konu bu diil..
işte şemsiyem yok sonuçta ve baya bi yağmur yağıyo
ben de nası olsa yol uzun kaderden kaçılmaz mantığıyla bıraktım kendimi napiyim eve gidene kadar kuru kalmam mümkün değil..
ıslandım.
hani "narin bedenim yağmurun altında sırılsıklam olmuştu, küçük bi kedi yavrusu gibi titriyodum o soğukta" filan gibi anlatmak isterdim o halimi ben de inan
hani narin kız,
korumasız, kırılgan gibi
ama aksine dana gibiyim
hübere hübere diye çıkıyorum yokuşu..
gözlük camlarımın ıslanmasına sinir oluyorum filan
ağzımdan burnumdan sular süzülüyo
çorabın diz kapağıyla etek arasında kalan kısımları su yemekten transparanlaşmış
ama transparan dediysem öyle "uu transparan :z" dedirten bi transparan değil
seksapelite açısından denizde giyilen beyaz donun transparanlığını burun farkıyla geçer..
sefil bile dencek halde değilim
yüzüne tükürülcek kız değilim o an ..
(evet bunun biraz fazla olduğunu düşündüm ben de bi an xD
biri dedi ki "haznedar'a burdan mı çıkıyorum?"
"ne biliyim burdan mı çıkıyosun ordan mı çıkıyosun. ama bana kalırsa burdan çıkıyosun gibi geldi şu an.. tabii eğer aynı anda başka bi yerden haznedara çıkarken burda benimle konuşabiliyo olmanı açıklayabiliceksen, yeni fikirler filan hiç önyargılı değilimdir, olabilir.. hatta japon yapıyo abi diye desteklerim bile düşünceni" diye düşünsem de "inanın hiç bilmiyorum nerden çıkılıyo?" dedim..
ama yalan söylemiyim önce cevap verdim sonra düşündüm bunları çünkü eğer söylemeden önce şunları düşünecek kadar beklesem mal bi durum olurdu bence..
biraz yürüdü "burda oturmuyo musunuz?" dedi
bende gayet "yani evet ama bilmiyorum buraları" dedim..
sonra o taraf daha güzel olduğu için karşı kaldırıma geçtim..
yoluma devam ediyorum annesiyle manavda meyve seçen küçük çocukları filan izliyorum böyle..
bi ses "yaa bişey söylicem ama yanlış anlama.." dedi
baktım böyle
"tanışabilir miyiz?" dedi
"hayır" dedim
"ama bak beni yanlış anlıyosun.. tanışmak istiyorum sadece" dedi
"biliyorum ama ben istemiyorum.." dedim
"ama yanlış anlıyosun beni.. neden tanışmak istemiyosun?" dedi
"gereksiz çünkü bence" dedim
normal yürümeye devam ediyorum durumu kabullendi önden önden gidiyo ama
sonradan biraz daha denemeye karar vermiş olucak ki "bari adını bağışlar mısın?" dedi
"oo bebeyim bunu yapmış olamassın.." diye geçirdim içimden cevap bile vermedim,
kötü taşlı karşı kaldırım beni bekler..
"adını bağışlar mısın?" ne be..
mal mısın olum.

3 küçük şişe sallanıyor:

Adsız dedi ki...

uuuw işte bu gerçek aşk olabilir büş. seni o halinde beyenen kişi sana gerçekten tutulmuş demektir xD hayatınn aşkını kaçırmış olabilirsin şuan :)

Büşra Mutlu dedi ki...

böyle diyceğini biliyodum ama gerçek aşk buysa bırak kaçsın bebeyim xD
güngören çocuklarıyla aşk yaşayıp hakkında otobüslerde "kim bununla flört ediyo allaşkına" diye düşünülen kızlardan olasım yok hiç xD

Adsız dedi ki...

büşş kızz hani bana blog bekliorm ama bombanı bekliorm =)