uyku

yorgunluktan ölüyorum..
kendini 5 gün içinde günde ortalama 12 saat uyumaya programlayabilen bünyem,
önceki gece kendimi edwardcığımın cazibesine -2. kez en baştan- kaptırıp 2 bilmemkaça kadar ayakta kalmamı affetmiyo,
ve bu sabah esneye esneye giriyorum derse..
öyle bi uykum var ki ismail hocayla geçirilmiş iki ders bile uykumu açamıyo..
nası oluyosa bi şekilde 6 ders bitiyo
eve gitmek istemiyoruz
capacity'ye giriyoruz
elbise beyeniyoruz, deniyoruz..
ara sokak gezelim diyoruz ama bakırköy'ün pek ara sokağı yok hep aynı yere çıkıyoruz..
napalım diyoruz
yemek yemeye gidiyoruz burger'a
beyza arıyo "breaking dawn'ı aldım.. pek kocaman nası okuycam bilmiyorum" diyo..
ben kendisini e-book olarak okuduğum ve doğru dürüst para denkleştiremediğim için kiatp olarak alamadığım için aklıyla hava atıyo köpek xD
bi sürü küfrediyorum kendisine eğleniyo kapatıyoruz telefonu.
yine mağaza geziyoruz çünkü cidden eve gidesimiz yok ve benim cidden çok fena uykum var.
bi şekilde otobüslerimize gidiyoruz..
arkama iki kız oturuyo,
arkamdaki "bu havada tişört giymiş" diyo biliyorum benden bahsediyolar,
öbürü de "salak" diyo
dönüp cevap vericek bile halim yok
gözlerimi ovuşturmak,
ağzımı yırtılana kadar açıp esnemek istiyorum..
çünkü cidden çok uykum var.