Lady Northumberland*

havanın çok bozduğunu düşünüyo olabilirsiniz..
oysa bizim buralarda hava hep böyledir..
o kasvetli, yoğun gri gökyüzü
tüm ağırlığıyla üstünüze çöktüğünde
artık yapabileceğiniz pek de bir şey yoktur..
kraliçe mary kafirleri cezalandırmaya başladığından beri hava
günahkar ruhların ardlarında bıraktıkları kara dumanlarla daha da ağırlaşıp,
bunaltıcı ve iç karartıcı bi hal aldı..
ama asla bundan yüksek sesle yakınmam bilirsiniz bu vatan hainliğine girer..
aslında ben hiç bir şeyden yakınmam..
gençliğini sarayda geçirmiş bir kadınsanız,
bütün o flörtleşme ve karışık ilişkiler içinde
bir erkeği nasıl elinizde tutmanız gerektiğini çok iyi öğrenirsiniz..
her zaman güler yüzlü olmanız gerektiğini,
günler süren av partileri ve eğlencelerden sonra bile
ışıl ışıl parıldamanız gerektiğini,
nükteli sözler söylemeyi,
kirpiklerinizin altından davetkar bakışlar göndermeyi,
ve tabii ki asla ama asla yakınmamanız gerektiğini..
Lordum -oh biricik lordum!- aylarca uzaklarda,
benden çok uzaklarda savaşırken gözlerim yolda onu beklesem de,
ondan haber gelmediği her gün daha da çöksem de,
geceleri ıslatsam da gözyaşlarımla kaz tüyü yastıklarımızı,
hiç bir zaman yakınmadım, yakınmam..
her zaman gülen bir yüzle,
sıcak bir kucak, sıcak bir yatakla karşılarım..
çünkü ben görevlerine ve efendisine sadık bir kadınım
ve herkes bilir ki biz kadınlar kendimizi mutlu etmek için yaşamayız.



*northumberland hoşuma gittiği için seçtim, var olan bi karakteri konuşturduğum filan yok, tamamen uydurma, durup duruken tarihi yanıltmayalım di mi ama xD