çaktırmayan yılışık

bugün otobüste gördüm diye bahsetmiştim,
çaktırmayan yılışıklar..
hemen herkesin hayatına bi ara girmiştir böyle birileri,
girmediyse de garanti veriyorum giricek,
kızların hiç kaçarı yok zaten.
şimdi şöyle oluyo bu çaktırmayan yılışıklar,
arkadaş adı altında hayatınıza giriyolar..
sonra yavaştan yavaştan bi yılışmalar başlıyo,
ama arkadaşlık, kardeşlik gibi kavramlar sürekli tekrarlanan kavramlar
dolayısıyla rahatsız olsanız da bişey diyemiyosunuz
el kol nereye gittiğine dikkat etmez oluyo filan..

bugün 71T'de adamın birinin kollarında çırpınan kızı görür görmez hedefe kitlendim,
yanımda oturan çocuğun kulaklarından süzülen şarkının tanıdık olup olmadığını anlamakla zaten fazlasıyla meşgul durumda olan zihnimde küçük bi alan daha açtım ve incelemeye başladım..
kızceğiz ve çaktırmayan yılışık arkadaşımız başta gayet yan yana durmaktaydılar..
yavaş yavaş çaktırmayan yılışık -ki bundan sonra kendisinden ç.y diye bahsedicem çaktırmayan yılışık çok uzun- yanına yanaşmaya başladı.
önce sağ kol kızın kolu buldu,
ardından omuz,
bi kaç dakika sonra el bele gitmiş,
çy kızceğizi kendine doğru çekmeye başlamıştı.
kızceğiz kendini uzaklaştırmaya çalıştıkça çy kendine kendine çekiyodu.
sol tarafımdaki koltuk boşaldı -bu sırada en arkada oturuyorum ben-
kızceğiz kendini oraya atıverdi..
çy buna tripler filan yapmaya başladı yanımdan gittin gibisinden,
sonra aralarında anlamadığım bi konuşma geçti,
ardından çocuk "kardeş kardeş, kardeş kardeş.." diye diye şapur şupur öptü kızı..
kız kafasını adamdan kurtardı,
benim durağım geldi,
doğal ortamında çaktırmayan yılışık gözlemim de son bulmak zorunda kaldı..

en nihayetinde bu işte,
uzak durun çaktırmayan yılışıklardan,
hatta tersleyebilirsiniz de,
kalpleri filan kırılmıyo zaten onların valla bak,
geliyolar geri yüzsüz yüzsüz..
ayrıca erkek olmak zorunda da değil,
kızlar da var gayet böyle.