A hole on the toilet wall: doktor civanım

Sayfalar

oh my çok çılgın!

9 Mart 2010 Salı

doktor civanım


naber?

dün gece pek teknolojik yurdumuzun internet bağlantısı fenalarda olduğu için yazamadım bi şey, dolayısıyla şu an yazıcağım şeyin temelini de bilmiyosun, baştan almam gerekiyo.

şimdi ben ve pek muhterem oda arkadaşlarımdan bi tanesi gayet sportif ötesi kişiler olduğumuzdan dedik ki hadi yüzelim. tabii ama bone lazım. işte bu zorunluluk yüzünden ben dün tanımlayamadığım bi şekilde soğuk bi havada çıktım bone aradım. buldum mu? buldum. ama bil bakalım kimin boğazları eline gelmek üzere. hayırlısı diyor, akşama daha çok var, düzelirim elbet diye kendimi teselli ediyorum. algılayamamış olanlar için bu paragrafın alt metninin "bacaklarım kaymak gibin" olduğunu belirtmek isterim.

hastalık hali bi bana da özgü değil işin güzeli. odacak kırılıyoruz. sabah bi kalktık orda biri öksürüyo; öbür taraftan öbürü hık mık diyo başka ses çıkarabildiği yok; ben burda yeşil çaya abandım ve tabii ki bunun oda sınırlarındaki tek sağlık ürünün theraflu olmasıyla doğrudan bi alakası var. sabahın bu kör vakti, hemi de hasta hasta neden bununla uğraştığıma gelirsek, american history through movies ya da onun gibi bi şey işte bi ders var 10'da ona kalktım. böyle azim, böyle öğrenme aşkı görülmedi. yalan, didi taa fatih'ten kalkıp geliyo onun için şuracıktan gitmezsem kendimi bile aşmış bi hayvanlık yapmış olucam.



o değil de haftasonunu julie and julia'yla, moral bozukluğu ve 31'i seyrettim. julie and julia baya tatlı, moral bozukluğu ve 31 beklediğim kadar komik çıkmadı. yani komik şeyleri var ama öhöhö amma güldüm değil. yine de erkeklerin bi şans vermesi gerektiğini düşünüyorum, muhtemelen olaya yabancılığımdan ötürü anlayamadığım bi yığın şey vardır.

3 küçük şişe sallanıyor:

boeing 787 dedi ki...

çok geçmiş olsun

Büşra Mutlu dedi ki...

sağol kuzum, geçti bile :D

boeing 787 dedi ki...

tanrının dokunduğu güzide birisin tabi :D