kız koyayım da azıcık ilgi çekici olsun kafası

hallo!

annemin "yazık ya garibanla ne dalga geçip duruyolar.. uğraşmayın şu çocukla cahil işte" diyerek nihat doğan'a şevkat gösterdiği dakikaların hemen ardından can veriyorum bu blog girdisine. bu ayrıntıyı bilmen gerekmiyodu evet ama zaten burda yazanların kaç tanesinin eksikliğini hissediceksin ki normal hayatta sorarım sana.

evet kendi kendini baltalar bi hale giriyorum bazı bazı, bence de çok çirkin. hayır yani ne şimdi şu üst paragrafın son cümlesi allasen?

son iki gündür last.fm'e bakıyorum da 24 saat bilgisayar başında müzik dinleyen arkadaşlarım var diyip bunu hepimiz birer loserız, bilgisayar başında geçiriyoruz hayatımızı, sosyal hayat sıfır filan gibi bi şeye bağlayabilirdim. ama bağlamıyorum. çünkü final dönemi diye bi şey var meen! ya ne yabacağıdılar?(allahımnolurkimsebunufarkedebilmekiçinbenimdebilgisayarbaşındatakılmışolmamgerektiğigerçeğineparmakbasmasın)

eurovision hakkında konuşmaya hiç yanaşmadığımı fark etmedin mi? halbuki böyle şeyleri hiç kaçırmam bilirsin. peki ya bu kimden ötürü? senden ötürü değil emin ol. aha bundan ötürü.

herkes 8 yıl boyunca kendi kendinin fotoğrafını çekip arka arkaya dayamış çocuğu takdir etmeye adayınca merak ettim, izledim. fikir çok güzel evet ama keşke 8 senede biraz yaşlansaymış yahu. yüze bi olgunluk gelmiş ama o kadar yani. kendisine projeyi 35'inden sonra tekrarlamasını önermek durumundayım.

öööf yazasım da yokmuş hiç ha.