nasıl 1 günde trent reznor oldum?

sonunda yurttayım.

yurttaki ikinci yılım itibariyle amerikan filmlerindeki yurt havasını yakalamak adına boyut olarak "dondan hallice" olarak tanımlanabilecek şortumla koridorlarda arz-ı endam eyliyordum ki, koridorun orta yerinde çocuğun biriyle karşı karşıya kaldık. sonra çocuk utanıp kaçtı. burdan kendisine sesleniyorum, şortlu kız görünce utanıyosan 5. katta ne işin var lan?

yarın da okulun ilk günü falan. en cicilerimi giyip gideyim kafasının aksine parmak arası terlikelerimlen yavşaklığın doruklarında bi yerlerde konumlandırmayı planlıyorum kendimi. hayır ingiliz dili ve edebiyatı okuyoz kanke, tanışırken gördüğüm kadarıyla kızların yarısı zaten süslü falan, diğer yarısı ezik ama onlar da zamanla onları yakalar. onlarla mı yarışıcam homonogoya? bırak.

bu gecenin espirisi tabii ki "i could really use a fiş rigt now" vergi iadesi dönemi stayla, hayley williams'a selam olsun.

mütemadiyen hisleniyorum. ağlasam ne güzel.

acıktım yea. uyuyim bari artık.

öpüyore