resmen kültür ateşesi modunda gezdim bütün gün.. (ateşenin ne demek olduğunu bilmemekle beraber hep cümle içince kullanmak istemişimdir nolur mazur gör şu halimi.. üzme beni..)
şimdi dilşut bana film getircekti sabah okula bi gittim çantadan bi şeyler çıkarttı ama baya bi şeyler..
kaldım öyle??
evde ne kadar film varsa getirmiş,
seval tarafından gönderilen filme de aracılık yapmış bebitom..
eve gelirken biri çevirse aç bakiyim çantanı dese inandıramam sınav hazırlığı içinde bi öğrenci olduğuma..
her neyse bu arada az önce kraliçenin soytarısı da bitti..
ve elbette olduça güzeldi..
ve her ne kadar dilşut daniel carpenter yahu robert'da ne buluyosun dese de ve kitabın başlarından beri daniel carpenter'ı seviceğimi iddia etmiş olsa da kendisini sevmedim..
açıkçası sorumluluk sahibi, tıp öğrencisi, atalarına, dinine, görevlerine saygılı, aile reisi olmaya niyetli, sadık, sabırlı, olgun daniel carpenter'dansa toprak sahibi, eski sarayın önde gelenlerinden, sonra bi süreliğine vatan haini, sonra tekrar saray halkının bi parçası, elizabeth'in aşığı, komploların temel adamlarından, öğrenmeye ve özgürlüğe aç pis çapkın lord robert dudley'i tercih ederim..
çok tatlı köpek..
neyse ne diyodum bitti kitap da..
ahh dilşut' a iletiyorum bunu da evet :D
oh my çok çılgın!
4 küçük şişe sallanıyor:
ya bebeyim böle zor oluo sen direk gel yerleş bize. artık aramıda duvarlar kalmadı ztn (literally) xD
hazırla sen odandaki koltuğu yerleşiyim ben oraya.. ablanla da iyi bi ikili olduk zaten xD
sen bizim evdeki duygu selini kaldıramazsın büş xD
doğru söylüyosun xD
huzursuzluk çıkarırım olmadı nabıyım.. aranızı bozarım xD
Yorum Gönder