A hole on the toilet wall: yorum yorum yoruldum

Sayfalar

oh my çok çılgın!

19 Temmuz 2009 Pazar

yorum yorum yoruldum

evet resmen üç gün olmuş uğramamışım bu süre içinde biri beni terketmiş tekrar 39 olmuşuz hayırlı uğurlu artık ne diyim..
ev ahalisinden oturmıyorum ama başına..
her neyse bu süre içinde nooldu?
cuma günü bağdat caddesine gittik.. alışveriş bişiler için..
hiç bilmem ben karşıyı, garip mekan resmen böyle süslü süslü teyzeler bi dahaki alışverişlerinde giymek için kıyafet alışverişi yapıyolar filan..
biz orda gezerken gökçeyi taksim'e sevdiceğinin yanına yollamıştık, akaşamüstü kendisiyle tanıştık biz de..
şahane bi çocuk..
hatta dur bak olayı da anlatıyım..
şimdi biz burgerdaydık didiyle gökçe mesaj attı yanımıza gelin diye..
iyi gidelim bu sırada da her zamanki gibi radarlar sonuna kadar açık, asla tatlı insanları kaçırmayız çünkü biz.. merdivenlerden iniyoruz o sırada yanımızdan bi çocuk geçti ama nası tatlı, nası şeker bi şey.. arkasından da başka çocuklar geçti filan.. tam ben didi'ye hani gördün mü diye sorucam ya, nası tanımlarım diye düşünürken gökçe büş! dedi.. aa D'yi görmediniz mi? yanınızdan geçti.. böyle kumral, saçları arkadan toplu.. oha o mu? (evet o) çok tatlı oluuum.. oturduk, elini yüzünü yıkamaya gitmiş geldi ıslak ıslak.. kendisine karşı kurduğum ilk yüklemli nesneli cümle öp beni oldu :D sonra kalıcağı yeri bulduk filan..
uyuyana kadar kurduğum cümle hiç değişmedi: gökçeee senin ankaraya gitmen lazım!
sonracığıma dün de rakınkoka gittik..
kombine almıştım bileti ama gördüğün gibi evdeyim şu an..
yine gökçe'yi sevdiceğine yolladık, dedik gece buluşuruz..
işte gidiverdik istanbul park'a; ki "-ivermek" şeysini kullandığıma bakma yol saatler sürüyo, ebemiz ağladı..
sabahın kör vakti gittik zaten çoğu konseri izledik, şuna da bakalım buna da bakalım..
bi jane's addiction'a gitmedik..
yani adamlar dünyaca ünlü biliyorum da dinlemediğim etmediğim grup, onun yerine sakin'e gittik..
şahaneydiler, hepsinin yiyesim geldi, çok seviyorum onları ben yaa..
sonracığıma akşam duman da güzeldi tabii ki..
veee tabii ki de gitme sebebi Nine Inch Nails şahaneydi..
resmen harikaydılar yani,
eğer kendilerinden hoşlanıyosan ve kaçırdıysan üzül bence..
üzül valla..
sonra işte o bitti, resmen sürüne sürüne tuvaletlere, ordan gıda alışı filan..
sabah gelirken prodigy'e de kalırız biraz yaa diye düşünürken, akşam ne prodiy'si ölüyorum ben modundaydık..
gıda aldık ve servislere yollandık..
servisle taksim'e gökçe'yle buluşmaya..
gerçi D'ye biraz öküzce davrandım galiba bunun vicdan azabını çekiyorum şu an, ama o an yorgunluktan ölmek üzereydim, terli ve pis ve kötü bi ruh hali..
uygun bi zamanda özür dilemeyi planlamaktayım..
sonra taksiye bindik ve konser alanını terkettikten yaklaşık 3 saat sonra kendimizi didilerde yatar vaziyette bulduk..
bu arada dünün acısı da bu sabah çıktı..
sırtım, omuzlarım, yüzüm, ve diz kapaklarım çok fena yanıyo, durduramıyoruz..
böyle üç günlük blog yazdım işte..
sonuç olarak dün çok eğlendim, didi'yi çok seviyorum ve gökçe'nin ankara'ya gitmesini istiyorum..
haa bi de gece'nin solistine kızlar çok yavşadı aşağıya indiğinde hep gidip konuşmaya çalıştılar çok sinir oldum :D bil bunu da.. şimdi gittim..

5 küçük şişe sallanıyor:

nam-ı diğer dedi ki...

sen allah bilir tool da dinliyosundur.

Büşra Mutlu dedi ki...

ortalık yerde başkalarının anlamıycağı esprğiler yapmak rulez!
ve hatta yavşak progressive diyelikm tam olsun ha :d

Seren.. dedi ki...

büş.. iki gün ortalarda yokum geldiğimde zilyo tane blog olmassa seni öldürücem =) önceden haber veriyim dedim =) çarşamba akşamına kadar süren var =)

Seren.. dedi ki...

o zilyo değil zilyon ayrıca =)

Büşra Mutlu dedi ki...

pekala o zaman :D