A hole on the toilet wall: dilko'da doplaşdık haanım

Sayfalar

oh my çok çılgın!

3 Şubat 2010 Çarşamba

dilko'da doplaşdık haanım

toplaştık derken her zamanki didi-dilşut-büşü kadrosunun ozan ve cem'le bi araya gelip dilko bünyesinde elif hoca görmesinden bahsediyorum pek tabii, önce bunu açıklığa kavuşturalım. sonra da ben başa dönüp anlatıyım hele. gerçi anlatıcak bişi yok pek. klasik büşü geç kalması, saat 1'de toplaşması varken yataktan 12:38'de kalkmak diye özetleyebiliriz. her neyse. bunun dışında elif hocamcığımı bayadır görmüyodum biir. şekitolar şekitosu ozan'ı taa bayramdan beri sanırım görmüyodum ikii. cem canikosunu da en son elif hocayı gördüğümde görmüştüm ki bu baya bi zaman demek bu da üç. bu arada hala insanın başka şehirlerde arkadaşlarının olması durumuna alışabilmiş değilim, durup durup garipsiyorum bu halleri. ama cidden garip yani baya. ne biliyim, önceden sürekli gördüğün insanlar yani sonuçta. her neyse işte öyle takıldık ettik, elif hoca her zamanki gibi bizi besledi (başlarda itiraz ediyoduk ama artık alıştık. kuzu kuzu yiyoruz. siz öğrencisiniz fakirsiniz susun bakiyim diyo eheh). öyle işte çok da herşeyi anlatmıycam bakma öyle.

onun dışında açıklık getirilmesi gereken bi konu daha var ki bu iki oluyo aslında.

Ozan,
evet bundan uzunca bi zaman önce senden "kasıntı ötesi oldukça gereksiz bi eleman" diye bahsetmiş olabilirim, bi süre uzaktan uzaktan sana uyuz olmuş, içimdeki nefret (nefret demeyelim tabi o kadar güçlü değil de şimdi cümlenin devamında kuul olucak ondan onu şeyettim) tohumlarını özenle filizlendirtmiş (hiç kuul olmadı yalnız. hayırlısı.) de olabilirim. Ama valla şimdi çok seviyorum yahu. O böle kocaman yanaklarını sıkasım geliyo hep. Yeter artık ikide bir o karanlık günleri yad edip beni yaralama, kanadım kırık vicdanım sızım sızım sızlar halde koma beni ozaaaan!

2 küçük şişe sallanıyor:

dilsad dedi ki...

ozan'ı yeriiim.

Büşra Mutlu dedi ki...

bence ozan bile elinde olsa kendini yer.