bi gün başlık bulmaya kasarken can vericem diye korkuyorum

 daha bunun zamanı gelmemiş.

höllö!

güzel haberle başlamak en sevdiğim olduğundan avazım balımın blog ödüllerinde ilk 5'e kaldığını söylemek istiyorum. aslında buna zıplamalı bi kız sevinmesi yapmak gerekirdi ama ilk anda yapmayınca da yapılmıyo. neyse artık ilk üç açıklanınca yaparım onu da.

aylardır dibimde nası bi cevher varmış da fark edememişim bugün gördüm. börekçide sürekli bi şeyler yiyip içme modunda geçirdiğim 3 saatin sonunda 5 lira hesap ödedim desem bilmem anlar mısın nasıl hissiyatlar içinde olduğumu. karnımı doyurdum, üstüne gelsin çaylar gitsin çaylar filan.. cidden iyi.

öte yandan gıda demişken şu an odacak varlık içinde yokluk çektiğimizden de bahsetmem gerek. buzdolabını açamıyoruz çünkü leş gibi kokuyo. ama öyle böyle bi koku değil. her geçen gün daha da şiddetlendiğini ve henüz içimizden birinin temizlemek gibi bi girişimde bulunmadığını da söylemek lazım. açım mesela şu an ben. halbuki dolap muz olsun, elma olsun yenmeyi bekleyen bi yığın lezzetli meyveyle dolu. ne yazık..

bütün bunların dışında bugün yüzleşmek zorunda kaldığım bi gerçek var ki o da yazın daha henüz gelmemiş olduğu. güneşe kandım dedim elbise giyiyim ama yokmuş öyle bi şey. götüm dondu. yapmayın yani daha zamanı gelmemiş.

insanların elbise giydiğinizde otomatik olarak güzel olmuş kafasına girmesini de garipsedim bugün. üst paragrafı okumadan buna geçen bi takım çılgınlar için tekrar etmek gerekirse bugün bi değişiklik yaptım ve elbise giydim. insanların çoğundan eaa güzel olmuşun tepkisi geldi. halbuki güzel filan değildim yani. saçlarım çirkindi, yüzümde gram bi şey olmadığı gibi çimen takılmacaları sağolsun iğrenç bi renge (yanmak denen lanet) sahiptim filan. üstümde başka bi kıyafet olsa amma pespayesin diycekti herkes. halbuki bi farkı yok. haksız mıyım? haklıyım gibi bence.

neyse gidiyorum o zaman ben. daha büyük finale lost kasıcam çok işim var. 5. sezonun ortasında darlanıp bırakan insan olduğumdan bunlar hep. yapmayaydım iyiydi ama..