A hole on the toilet wall: yaz "officially" geldi

Sayfalar

oh my çok çılgın!

5 Haziran 2010 Cumartesi

yaz "officially" geldi

 yaz, keyiflerin yerinde olması gerektiği düşünülen zaman dilimi.

eğer günleri karıştırmadıysam bugün yurttaki sondan 8. günüm. sonrasında eşyalarını toplayıp haddinden uzun ve sıcak ve bunlarla orantılı sıkıcılıktaki yaz tatilime başlamış olucam. mıhıhı okul bitiyo zaten diyerek eve gitmeyi reddettiğim şu haftasonunda çılgınlar gibi eğleneceğim falan yok pek tabii.. dahası nası olsa eve gidicez almayalım mantığına sahip 6 kişi olduğumuzdan çok sınırlı kaynaklarla aşamaya çalışıyoruz.
yine de azim ve kararlılık dört bi yanımı sarmış vaziyette. yaza ne kadar başlarsam o kadar iyi kafasıyla okul sınırları içinde maksimum zaman geçirmeye kasar haldeyim.

on binler sordu, madem öyle yaz okuluna niye kalmıyosun dedi. ben düşünmedim mi sandılar? düşündüm dostlarım hem de çok düşündüm. ama yaz okuluyla aramızda çok büyük engeller vardı.

bunlardan birincisi para faktörüydü pek tabii.. çünkü yaz okulu pahalı, yaz okuluna para yedirmek gerek.. he benim de kendi çapımda bi takım gelirlerim var tabii ama hepsinin yeri çoktan belli, ödemem gereken çok şey var.

yaz, pek çoğuna minimum kıyafet, maksimum seksapeli çağrıştıran

bi diğeri de yaz okulunun da aslında bi okul olduğu gerçeği.. bütün bi sene manda gibi yatmış, devamsızlığın canına okumuş, her bi şeyi yapmış ama zerre ders çalışmamış bi hazırlık öğrencisi olarak zaten bölüme başladığımda büyük acılar çekicem bunu biliyorum. hele bi de bunu yazın yapıp acıyı 3'e 5'e katlamanın alemi yok. zaten açılan iki dersten expository writing'in normal zamanda bile darlıycak bişi olduğunu tahmin ediyorum, survey of english literature olanı da normal zamanda almak istedim açıkçası.. ee? no yaz okulu.

yes evde darlanmaca. yes bütün camları ve hava üfüren araçları açmaca.. yes günde 18 saat internet başında oturma ortalaması tutturmak. ve yes göbeği soğuk duvara yaslayaran uyumak.


o diil de annemleri özledim. normalde şu an evde oluyodum ya ondan hep.

4 küçük şişe sallanıyor:

Uğur Gezen dedi ki...

expository writing dünyanın en yalan dersi de. yani hakikaten ders demeye bin şahit ister o derece tırt. o kadar tırt ki birinci sınıfta beş dersi aldığını farkedemiyosun, dört almıyo muydum ben yiea? diye geziyosun.

yani mübalağayı seviyorum biraz ama özet: engl111&112 bölümün en kolay dersleri. enjoy.

Büşra Mutlu dedi ki...

hala param yok :) hayırlısı..

neyse en azından expository writing'in darlamalı olmadığını öğrenmiş oldum. kısa günün karı dedikleri. adı çok darlamalı gibiydi halbuki.

Izzie dedi ki...

büşra seni geç keşfettim ama çabuk bırakmayacağım. bir krallığın var burda.

o değil de adı kasış olsa da expository writing gerçekten tırt. ''psychology'' -adı çok masum ama o girecek asıl, hadi hayırlı olsun sana.

el'yi de ya kutlukan ya mazzariden al.
bu da sana abla kıyağı.

Büşra Mutlu dedi ki...

höhö sağolasın kuzum :*