ben dedem öldüğünde hiç ağlamadım.
insan küçükken daha realist yaklaşıyo sanırım her şeye.
hastaydı zaten, iyi değildi, olması gerekiyodu, oldu.
şimdi aradan kaç yıl geçti bilmiyorum 9, 10, belki 11
nereden geldiğini bilmediğim gözyaşları hücum ediyo gözlerime
inan nereden çıktı hiç bilmiyorum.
noldu yahu? diyolar
hiç öyle bi an kötü oldum diyorum.
aslında söylemek istediğim şey başka;
dedem bana balık kraker alırdı hep.
televizyon izlettirmediğinde çok kızardım,
hatta bi keresinde sevdiğim bi kediyi eve sokmadığı için sinirimden ağlamıştım bile.
öyle çok şey hatırlamıyorum zaten
az biraz avluya çektiği otobüsü,
koridordaki aynada saçını sakalını tarayışı
bi de namaz dönüşü getirdiği abur cuburlar.
en çok o zaman hissederdim sevildiğimi
poşetten çıkaracaklarını bekleyen torunlarının heyecanı ona da geçiyodu heralde
bilmiyorum ama dedemi en güler yüzlü hatırladığım zamanlar torunlara abur cubur verme seremonileri.
ve o seremonilerin mütevazı demirbaşları balık krakerler.
ne zaman balık kraker görsem içim burulur zaten.
6 küçük şişe sallanıyor:
seni yerim.
evet lan ben de yerim.
gözüm sulandı benim ama.
ben de sizi yerim. ayrıca sulansın tabii abi ağlama krizlerine girdi ben burda :)
Ben de dedem öldüğümde ağlamamıştım. Ben de ufaktım çok. Ve bana da onu hatırlatan benzer bir şey var.
dediğim gibi yaşla ilgili bişi o, küçükken daha az romantik oluyo insan.
Yorum Gönder