A hole on the toilet wall: böyle yımışak yımışak çok güzel oynaması*

Sayfalar

oh my çok çılgın!

14 Eylül 2010 Salı

böyle yımışak yımışak çok güzel oynaması*



naber?

benden de iyidir işte. nefes alamadığımdan kelli gece pek uyuyamadım ve daha şu saatte saatlerdir uyanık bi insanım, bu durum az biraz asabiyet yapıyo. öte yandan dünyanın en güzel müzik blogu avaz avaz'la alakalı güzel şeylere sevinir vaziyetteyim. bambaşka bi taraftan baktığındaysa bazen kendimi ne kadar saçma durumlar içinde buluyorum yahu diye düşündüğümü görebilirsin. pek bi karman ve çorman.

şu an içinde bulunduğum keyfimin olmaması halinde bülent burgaç memesinin de etkisi olabilir diye düşünmüyor değilim. bak böyle de yapınca vicdan azabı çektim şimdi. sanki kötü bişiler diyomuş gibi. ama yok yani aslında niye kötü bişi demek istiyim bülent burgaç'a? işinde gücünde adam.

grip ilacı içince nefes darlığımın düzeliyo olması esas anlam veremediğim.

aa ilaç demişken benim hayatım oyunca hiç aspirin içmemiş olduğumu biliyor muydunuz? alerjim olduğunu söylemezsem insanlar ilginç olduğumu bile düşünebilir. (yeni otobiyografik romanım nası eziklikten öldüm? 12 kasım'da bütün kitapçılarda.)
 
yukarıdaki parantez içi de nası klişe.. ama güzel de. gerçi ben zaten klişelerin sevilmesi gerektiğini düşünüyorum. en azından saygı göstermek lazım. klişeleşmek de kolay değil.

o değil de mutfakta takılıyorum mesela şu an ve cidden hiç hoş olmayan durumlarla karşı karşıyayım. burnuma soğuk haşlanmış mısır kokuları geliyo. hiç hoş değil. mısırı da sevmem zaten. patlamışını da.


gittim.

*dün de didik, damla ve narodlaydım mesela.

0 küçük şişe sallanıyor: