A hole on the toilet wall: Anadolu'nun orta yerinden bildiriyorum

Sayfalar

oh my çok çılgın!

1 Eylül 2011 Perşembe

Anadolu'nun orta yerinden bildiriyorum

Yaklaşık bin yıldır blo yazıyo olmama rağmen bu ilk telefondan post gönderme girişimim. Şu noktaya kadar gayet iyl geldiğimi düşünüyorum. Sadece telefonda girişim yazmak çok zor.

Kendisine dair bütün negatif hissiyatlarımdan yaklaşık bi sene önce kendisine kötü davranmak suretiyle kurtulduğum bi arkadaşı bildim az önce (hear from gibi). Mallığın geçmiyor oluşu çok acıklı, kendisini benim kadar tanıyan -ki çok çok çok az tanıyorum- hiç kimsenin söylediklerimin aksini iddia edemeyecek olması daha acıklı. İçim acıyo amk.

Eskişehirdeki ikinci günüm: Anneannemi özlemişim, internete tek erişim yolumun cep telefonu olması ciddi gerginlik yaratıyo.

Geçen ne güzel olm, çevremde hiç sevmediğim insan yok diye sevindim. Sonra baktım zaten inanılmaz az sayıda insanla takılıyorum, düşününce baya normal yani. Hatta düşünmesen de normal.

Diıer yandan söz konusu sevdiğim insanlara karşı da korkunç sevgi dolmuş vaziyetteyim. Hani bıraksalar hepsine teker teker sayfalarca methiyeler düzücem. Stajdı, evdi derken okulu özledim, hisarüstü'nü falan. Memleket hasreti gibi mübarek.

Okul demişken önümüzdeki dönem aynı anda tk, felsefe ve sceince almak zorunda olduğum gerçeği gerçekten, cidden, baya bok gibi. Hani felsefe severim aslında ama kişisel ders çalışma alışkanlıklarımla nası bi işkenceye dönüşebileceğini yalnızca midtermlerde yanımda bulunan dostlarım tahmin edebilir. Bu dönem gerçekten hiç hoş olmayacak.

Bu arada telefondan yazmaya baya alıştım. Tek kaygım arada geçen sürede bağlantının kopmuş olabileceği ve sayfayı yeniden yüklerken yazdıklarımı silme ihtimali.

Bazı konularda gerizekalılık seviyesinde bi optimizm sergilediğim doğru. Halbuki zamandan, mekandan ve kişilerden bağımsız olarak belli konseptlere bağlılık duymak cidden manasız. Sinirlenecek birilerini bulamıyo olmak kadar siniri yok.

Hadi kaçtım o zaman.

0 küçük şişe sallanıyor: