A hole on the toilet wall: bahar zamanı vera'ya sarmak: yalnızlıkla mazoşistliğin mükemmel birlikteliği*

Sayfalar

oh my çok çılgın!

29 Mart 2010 Pazartesi

bahar zamanı vera'ya sarmak: yalnızlıkla mazoşistliğin mükemmel birlikteliği*

 bahar filan diyince bu oldu anca.

 naber?

bu yazının girizgahını ukturk'a adamaya karar verdim. ahanda şununla beni öyle mesut öyle bahtiyar etti ki anlatamam. bugün gördüm, pek bi sevindim filan ama zaten tahmin etmem lazımdı bi anda insan akını oldu sayfaya. çok teşekkür pek teşekkür.

girişi yaptığıma göre zaten öksürürken ciğerlerimin ağzıma geldiği yetmiyomuş gibi yüzmeye gittiğimden bahsedebilirim sanırım. 45 dakikada toplamda 350 metre yüzmüş olduğumu söylediğim takdirde spor denen şeyde ne kadar başarısız olduğumu zaten kavramış olucaksınız. gerçekten çok kötüyüm. ama konumuz bu değil. konumuz havuzdaki omuzlu (çok geniş omuzlardan bahsediyorum bebeğim) çocuklar da değil. konumuz benim gerçek bi gerizekalı gibi hasta hasta yüzmeye gitmem, üstümü değitirmeye üşenip bu havada ıslak bikini üstüne kıyafetlerimi giymem, saçlarımı tam kurutmaya üşenip nemli bırakmam ve bütün bunların üstüne odada incecik kıyafetlerle oturmakla kalmayıp, suya atılan lanet olası ilacımı da içmeyi reddetmem. annem bilse şu yaptıklarımı nası bi tepki verirdi gerçekten merak etmekteyim. hayır her şey tamam da o efervesan hiç olmuyo yani.. bi alt paragrafa devam edersen ondan da bahsedicem bak.

herkes bilir ki hepimizin sümüğü var. bunu kabul etmek lazım, sümüğümüz var yani ve insan vücudu da pek bi seviyo kendisini üretmeyi. hasta olduğumuzda, böyle öksürük ciğere indiğinde de fırsat bu fırsat ne kadar üretsem kardır deyip boş bulduğu yer yere dolduruyo. işte bu vücuttaki iğrenç mukus birikintisinden kurtulmak için bokum gibi bi ilaç verdi doktor bana: the efervesan. hayattan soğuttu, aldığım kararları neyin sorgulattı hep yeminle. ve bunu sadece yarım bardakla yapmayı başardı. hayır zaten söz konusu yapıdan tiksiniyorum ve mümkün mertebe aramıza mesafe koymak istiyorum, dolayısıyla kendisinin dışarı çıkmak için ağzımı kullanması gerekliliğinin gerçekleşmesindense içerde kalmasını tercih edebilirim, bi de bunu dayayınca burnuma olmuyo yani. ayrıca bu paragrafla birlikte ölene kadar hiç bi erkeğin yanıma yaklaşmamasını da garantiledim. biraz pişman gibiyim ama o kadar yazdıktan sonra silemicem sori.

geçen dönem taşoda konserlerinde başlayıp, yeni EP'leriyle iyice yükselen ve geçtiğimiz haftasonu doruklarına ulaşan Vera çılgınlığımın da artık iyice kontrol sınırlarını aştığını belirtip gidiyorum.

0 küçük şişe sallanıyor: