A hole on the toilet wall: Haziran 2009

Sayfalar

oh my çok çılgın!

30 Haziran 2009 Salı

tnt


sence de tnt sadece dizileri değil filmleri de altyazılı verse dünya daha iyi bi yer olmaz mı?
ayrıca o programlardan önce filan çıkan güzel kızların da kaldırılmasını talep ediyorum
(fesatlaşma, yayından kaldırılması tabii ki..)

tek bi şart gerekli seni sevebilmem için

doğruluğunu bilemem ama sadece müslüman oldu dedikodusuyla yaptığı müzik zerre umrunda olmayan bi çok 45+ yaş grubu üyesinin kalbinde taht kurduğunu görse ne yapardı maykıl bilemiyorum.. insanlardaki bu benim dinimdense ondan kralı yok tavrını anlamıyorum, tıpkı müslüman kardeşlerimiz tavrını anlamadığım gibi.. adem'e havva'ya gelince hepimiz kardeşiz, başka zaman hristiyanı, ateisti bizden değil.. onlar pis, onlar kaka.. bak sen. bu sadece müslümanlarla alakalı değil tabii, her türlüsünde var aynı tavır..

bibikbükbübü

bu arada ben dün rakınkok iznini kopardım yazmayı unutmuşum.. ulaşım şeysinde dolanırken aklıma geldi de şu an başka şeylere takıldı omuzlarımın yukarsında kalan bölgem.. şimdi biz iki gün günübirlik gidicez, kamp filan değil yani amaaa hal böyle olunca kendisini taaa ebesinin uyku tulumuna taşıdıkları için (daha önce de söylemiştim yine söylicem.. asya tarafında festival mi yapılır allasen? orası istanbul bile sayılmaz..) koskocaman bi yol sorunumuz var.. babamlara yok yol sorun değil otobüsler servis filan kalkıyo dedim pek tabii de saat 9'dan sonra özel servisler var imiş, belediye otobüsü diilmiş onlar, taaa nerelerden taa buralara kaç para istiycekler gerçekten merak ediyorum.. bi de şehir içinde belirlenen özel noktalar demişler amma velakin hangi noktalar olduğunu söylememişler.. kendilerine saygılarımı iletiyorum, bilen eden varsa da bi zahmet..

Theology

haftalar haftalar önce didi dinle şunu bak harika bak nolur dinle, cidden çok güzel diyerekten Theology isimli albümün media player kitaplığımda yerini almasına sebep olmuştu.. bunca zaman dinlemedim, çünkü böyle o moda girmem lazım, kendimi hazır hissetmemişim ne biliyim.. sonuçta az önce baştan sona dinledim kendisini ilk defa ve evet cidden harikuladeymiş kendisi.. disc 1 pek zihnimde yer etmedi henüz, malum şarkıları öyle kolay kolay algılayamıyorum ama disc 2 dinler dinlemez wouw dedirtiyo.. o zaman ne diyoruuuuz teşekkürleeer didiiiiii..

kim o?


yıllar yılı kim o? diye sorunca ben diye cevap veren insanla dalga geçtik, onlarla ilgili şakalar yaptık, adeta biz de onlardan biri değilmişiz, megafondan sorguya çekilince rahatsızlık duymuyomuşuz, bi an afallamıyomuşuz, asla beeen diye cevap vermiyomuşuz gibi.. aslında şaşırtıcı bişey yok bunda.. en nihayetinde normal hayatında kendine isimle hitap etmediğin için senin için sen "ben"sin tıpkı annenden ya da babandan ismiyle bahsetmediğin gibi.. ama konu bu değil zaten.. yıllar yılı şaşırılmayan şeyden bahsetmek istiyorum.. insanlar beeen diyenle o kadar meşgul ki, aşağıdan beeen cevabı gelince güven hissiyle dolup, sesi tanımasa bile sen kimsin? diye sormadan kapıyı açan insana şaşırmıyolar bi türlü.. esas şaşırtıcı olan bu bence..

(bak bu yds sorusu olsaydı iptal edilirdi.. son cümledeki bu neye refer ediyo? diye sorarlar adama çünkü.. insanların beeen cevabını alınca güven hissiyle dolması mı, yoksa insanların beeen cevabını alınca güven hissiyle dolmasına kimsenin şaşırmaması mı? )

lost

lost'un 5. sezonunu izlemedim ben daha hiç bunu biliyo muydun?
kotam dolu olmasa başlıycam bi şekilde ama ne yazık ki yarını beklemek çok büyük bi zorunluluk benim için şu an..

ahu



aslında gerçekte genç olmasına rağmen zihnimizde yaşlıymış izlenimi uyandırıp oduk olmadık yerde "yaşına göre çok iyi bence, genç gösteriyo" şeklinde yalan yanlış beyanatlarda bulunmamıza sebep olan bi ünlü daha: Ahu Tuğba
kadın resmen daha 46 yaşında


çiiirkin çiirkin


ergen her yerde ergen azizim..
yaşından büyük gösterse de,
geniş kitlelerce bilinse de,
paraya para demese de ergenliğini yapıyo..
cool olucam, sert görüncem diye kendi kendini mahvetmek böyle bişey işte..
pek sevgili taylor momsen'a bu ne lan? demek istiyorum..
ya da ne dicem bana ne çirkin olsun benim için daha iyi,
çünkü biz burda güzel kızları sevmeyiz adamım..

bunu da mı görücektik

an itibariyle üstünde parlakları olan pembe bi bluzla teenvogue'un internet sitesini kurcalayan bi kızla karşı karşıyasın..
birileri benden önce davranmadan itiraf ediyim de sonradan rezillik çıkmasın dedim..

29 Haziran 2009 Pazartesi

ne ayıp ne ayıp


dertliyim ey okur hem de ne dertli..
yonja ortamında (evet bi zamanlar yonja vardı resmen) birbiriyle sidik yarıştıran,
sen beni taklit ettin diye sağda solda yırtınıp,
rezillik çıkartan kızlardan olmak istemiyorum,
olmiycam da zaten tarzım değil ben daha edepli adaplı takılmayı tercih ediyorum
ama şu bi gerçek ki sana ait olan bi şey başkaları tarafından kullanılınca insan sinir oluyo..
şimdi uslu uslu, sakin sakin anlatıcam daha da ağzımı açıp bi şey demicem..
öncelikle blog yazma yaratıcı bi eylemdir..
ne hakkında yazdığının bi önemi yok istersen sırtında çıkan sivilceleri anlat, istersen edebiyat yap..
her şekilde kişisel bişeyler ortaya koyman lazım, kendi tarzını ortaya koyman gerekiyo bi yerde..
illa ilginç olmalı demiyorum, içinden geldiği gibi olmalı, sen olmalı..
başkalarının serilerini, cümlelerini kullanıcaksan eğer hiç boşuna yazmıycaksın,
insanların zamanını harcamanın alemi yok..
yanlış anlaşılmasın etkilenmekten bahsetmiyorum, tabii ki insan okuduklarından etkilenir o çok başka bi şey ama ben senin sayfanı açıp orda seni değil kendimi okuyo gibi hissediyosam burda bi sorun var bence..
ayrıca akıl var mantık var takipçi sayıma bakarak pek de geniş kitlelere hitap etmediğimi anlayabiliyosundur heralde..
niye beni taklit ediyosun git pucca'yı, siminya'yı filan taklit et..
halla halla..

Narnia Günlükleri


az önce izledim kendisini, aylaaar aylar önce dilşut'tan almıştım daha anca fırsatım oldu..
vizyona girdiğinde çok gereksiz gelmişti, çocuk filmi bu falan filan diye gitmemiştim..
aman allahım çok yanılmışım filan demiycem biraz çocuk filmi şimdi ama bu kötü olduğu anlamına gelmez tabii ki.. izlemediysen izle bence keyifli yani bi şey kaybetmezsin..
şimdi maddeleme yapıyım biraz

*Mr. Tumnus ne sevimli bi tipmiş yahu diye düşünürken öğrendim ki James McAvoy oynamaktaymış kendisini tabii tatlı olucak..

*Tilda Swinton'ı oldum olası çok korkutucu bulurum bi de Cate Blanchett'le aynı familyadan bunlar çirkin ama böyle insanda garip bi etki bırakıyo.. karizma böyle bişi evet.

*çocukların en büyük olanını kime benzetcem kime benzetcem diye düşünürken farkettim ki kendisi Chad Murray ve Heath Ledger kırması gibi bişey.. yani tatlı çocuk en nihayetinde evet..

*kızların en büyüğüne de o kadar ok verdi Santa, asla hedefini şaşmaz filan dedi başlarda ama sanırım senaryoyu yazarken kızın oklarını unuttular çünkü resmen son anda kullandırtmış olmak için ok attırmışlar kıza..

*bi de başta bunların bindikleri trenle hogwarts ekspresi aynı güzergahı izliyo demedi deme.. bi kaç durak daha inmeselerdi trenden harry'le kanki olucaklardı.. gerçi harry daha yok o dönemlerde belki lily'le james? sanmıyorum onlar da yoktur muhtemelen, tom riddle zamanları işte..

*bi de o aslan nası karizmatik bi karakter yahu.. hani aslan olmasa aşık olursun ama ne kadar da olsa kürklü bi hayvan sonuçta..

yassak

google sites ve 5 posta kapatılmış.. herkese hayırlı uğurlu..
ikisi de ziyaret ettiğim siteler olmadıkları için biraz geç kalmış olabilirim şunu söylemekte kusuruma bakmayın ama geç de olsa üzüntümü beyan etmem gerektiğini düşündüm..
ben çok sıkıldım sürekli karşımda burası yasak şurası yasak yazıları görmekten..
hayır hadi 5 posta'yı anladım malum bizim insanlar sokakta gördükleri kadınlara bağıra bağıra "seni öyle bi..." diye başlayan cümleler kurmaktan, çocukları yaşındaki kızlara laf atmaktan (en iyi ihtimalle.. elle taciz, tecavüz diye yürür gider bu) utanmazken, söz konusu internet ya da televizyon olunca ahlak polisi kesilip insanların özgürlüklerini elinden almayı marifet sanıyo ama google sites'ın ne gibi bi şeyini görmüşler de kapatmışlar inan aklıma hiç bişey gelmiyo..

hazırlık aşamasındayım

ey kadir topbaş,
eğer ki rock'n coke'a gidemezsem kapına dayanıcam bil bunu..
annemin maaşını yatırmıyosun, parasız kaldık,
evdeki hüzünlü havadan bi türlü araya girip eki ükü rock'n coke diyemiyorum..
yavaştan başladım gerçi reklam çıkınca acıklı acıklı izliyorum filan,
babamın şu an sigarası bitmiş
sigara almasını bekliyorum keyfi yerine gelsin diye..
belki bi de konuyu açmadan önce harikulade geçmiş öss/yds ikilisinden bahsederim
bele bele şeyler..
of çocuk olmak zor zanaat vallahi.

az biraz önce

yakında ekranının kararması ve geri gelmemesi beklenen televizyonun ekranının yanıp yanıp sönmesi, dolayısıyla kendisinden yansıyan ışığın koltukta sızmış kardeş üzerindeki yansımasını görüp oha titriyo bu ne biçim sarsılıyo bi şey mi oldu yoksa? düşüncesiyle sabahın dört buçuğunda aklımın gitmesi.. uykusuz ağzı, sonuna "..şeklinde sonuç veren eylem" kelime grubunu dayayınca da gayet ekşi entrysi tadı yakalanmış oluyo.. çok işlevli..

koçum benim

tam bkm'nin oğuzhanında da ted mosby havası var, andırıyolar aslında birbirlerini diyecek gibi oluyorum sonra böle şeyler çıkıyo karşıma..


zamanın nası bi noktasında, nası bi amaçla kenarları pullu bi ceket- ki kendisi bi smokine ait sanırım- ve içine kırmızı gömlek giyip fotoğraf çektirmiş bilmiyorum, akıl yürütsem yürütemiyorum da.. şimdilik ağzımı tutuyorum ama şu ayarda bi fotoğrafla daha rastlaşırsak kendisi evet çok tatlı ama hafiften kıro yahu mertebesine yerleşmiş olucak benim için.. yakaları da kalkık bi de, heyallam..

herkes uyurken bilgisayarıyla hasret gideren insan

leyla ablanın bilgisayarımı alıp vermediği saatlerde kanal 7 dolaylarında yarış babam yarış diye wipe out çakması bi programa rastladım ki kendisi dünyanın en tırışka programı olabilir.. köy gibi bi yerde eşeklerin üstündeki amcalar teyzeler ellerinde sopalarla balon patlatıyo filan.. böyle garip garip düzenekler kurmuşlar bi şeyler.. en azından bi kere izlemelisin bi daha böyle bi şey bulamazsın..


ayrıca behlülün duvar kağıdı olan joker resmi için amca yaz bilmem kaça gönder nedir yahu? bi kere şöyle bi cümle kurarak heath ledger'ı mezarında ters çevirdin, kendisine parandeler attırdın, jack nicholson amca duysa muhtemelen o üçgen kaşlarını kaldırır şeytani bi ifade takınırdı bunu da gözardı ettin hadi, en nihayetinde evet olayı behlülün duvar kağıdına kadar indirdin de o amca ne arkadaş? şunların hepsine anlam verebiliyorum kendimce ama şu amca olayına bi açıklık getiremiyorum..


bi de şunca zaman çatır çatır dinleyebildiğim sourberry'i tam nihayet gökyüzünde karpuz kesen kırgızları yakalamışken çalıştıramamamı neye bağlıyosun?

28 Haziran 2009 Pazar

tabiyki uzun uzun günümü anlatmıycam

bugün tam 3 kişi tarafından ekildik ve en sonunda yine didi- dilşut- büş çekirdek üçlüsü olarak kaldık desem çok acır mısın bize?
sevmiyolar galiba bizi yahu.
neyse daha da sokağa çıkmam artık zaten beş kuruş param kalmadı..



bak pipi dedin aklım gitti..
didi'yi seviyoruz.

izin

"yaa şimdi hani ben konsere gidicektim ya, sonra solisti adam hasta olmuştu konser iptal oldu.. ben böyle çok heveslenmiştim sonra böyle kalbim kırıldı fazla fazla.. üzüldüm filan.. bu kırık kalbi, konuşmalarımın alt metnindeki hafif hüzün hissini ortadan kaldırmak ve çenemi bi süreliğine de olsa kapalı tutmak artık çok kolay.. bunlara ek olarak sadece 15 tl'lik farkı ödeyerek şahsıma bi mezuniyet hediyesi de vermiş olabiliceksiniz.. pek muhterem veli kısmısım, malumunuz en son şöylesine güzel bi organizasyona dahil olduğumda takvim yaprakları 07.09.07'yi gösteriyodu.. üstünden nerdeysae iki yıl geçti, bütün bi sene konser konser allahım konsere gitmek istiyoruuuuuoooom diye yandım tutuştum, annem beni bütün sene yazın gidersin ne istersen yaparsın diye atlattı, yakınmalarımı susturdu.. işte şimdi ben ne istiycem biliyo musunuz pek muhterem veli kısmısım? beni rock'n coke'a gönderin.. yol olayı sorun değil, servis filan var zaten, paranın da çok büyük kısmı var sadece 15 tl'm eksik, tek ihtiyacım iki günlük izin.. böylece mutlu bi kızceğiz olucam.. ayrıca zaten o dönemlerde gökçenin gitmek istediği başka bi festival var, eğer oraya gitmeme izin verirseniz gökçeyi çok fena satarım, hiç de yalvarmasına izin vermem.. gidim mi ha? gidim mi? gidim di mi? ona göre mehtap teyze bizim biletleri alıcak gidim mi?"

yarın sabah kahvaltı masasında ebeveynlerime yapmayı düşündüğüm konuşmayı okudunuz efendim.. hayırlısıyla NIN görücez. allahım amin.

27 Haziran 2009 Cumartesi

bayülgen


aylar sonra ilk defa okan bayülgen izliyorum..
köpek adam yahu, tanrı onu başımızdan eksik etmesin..
amin.

sevimsiz fındıkkurdu

8:30 sularında evime ulaşmış olmama rağmen babamdan anca alabildim bilgisayarı.. yarın piknik, ardından taksim durumları var bunun için toplam bütçem 7.50 tl + 4tl'lik akbilden oluşuyo.. kader kısmet artık :D ecem de bize katılcak taksimde, ordan kapıcam bize götürcem kendisini.. bele bele şeyler..


bi de abi isteyen cevaplayabilir diye mim mi olur allasen.. adı üstünde birini mimliycen, olayın mantığı bu.

neymiş günahım


oyh canım sıkıldı yahu.. bu çift kısmısı da hiç çekilmiyo arkadaş sürekli bi telefonlaşmalar bi şeyler.. aga bu nedir? diye sorasım var ama alıcağım cevap muhtemelen sevgilin olunca anlarsın olucak bunu bildiğimden susmayı tercih ediyorum.. ayrıca damat beyin çok çaresiz arkadaşları olucak ki ablaa (büyüğüm ya ben bunlardan bi yaş ondan) ya benim arkadaş var sana ayarlıyım mi? şeklinde cümleler duydum, bi de sen benim fotoğrafları gördün mü? bana benziyo lolita gibi çocuk valla şeklindeki pazarlama kısmından da damat beyimizin aynı zamanda oldukça alçak gönüllü olduğunu anlayabiliyoruz evet.. oyh bu kız milletini anlamıyorum yeminle..

ayna

eğer aynaya doğru koşarsak gerçekte koştuğumuzun iki katı hızla kendimize doğru koşuyomuşuz izlenimi elde ediyoruz ya çok garip bence.

26 Haziran 2009 Cuma

ecemlerde

ecemlerdeyim.. ecemin alistair isimli ingiliz arkadaşıyla muhabbet ettim az önce.. ecem de mustafa isimli sevdiceğine aynı yatakta uyusak bile kötü şeyler yapmıycağımızı anlatıyo :D
bele bele şeyler.. kız kalması..

kısacık blg

her tarafım makarna gibi olmuş dik durmaya mecalim yok ve sabah iletişime geçtiğim ilk insan ecem oldu 12 gibi bekliyorum geç kalma çabuk gel. imkanı yok o saate yetişemem ya neyse.. dün elbise düşmesin diye biraz fazla sıkmışım galiba askılarını, izi çıkmış kolumda acıttı.. dahası duşa girmem lazım ve bi şey daha söylemek lazım ki resmen michael jakcson ölmüş. şaşırmadın mı? ben çok şaşırdım sanki hiç bi zaman ölmiycekmiş gibi geliyodu acayip garibime gitti.. neyse işim gücüm var taa nerelere gidicem..

prom

ahanda az önce geldim eve.. şu an da 1 sütyenimden 21'i kafamdan çıkartılmış 22 adet tel tokayla karşılıklı oturmuş amma yoruldum haa şeklinde düşünceler üretiyorum.. kafamı dik tutmakta zorlansam da hayır, yazıcam..
şimdi bi böyle iki sularında pek muhterem abdullah'ın yamacına varmış idik. sonra işte saçımızı yaptı bişiler, ki abdullah sen nası bi insansın lanet olası evet harika bi kuaför.. herneyse kafamıza boca edilmiş saç spreyleriyle ateşle yaklaşmayınız modunda geziniyoruz.. ordan didilere geçtik giyincez, makyaj yapıcaz bişiler.. makyajımı didik yaptı, çünkü o sırada ben didi allık süremiycem çok korkuyorum ya yapamazsam gibi cümleler kuruyodum.. yadırgamamalısın beni, tamamen palyaço gibi olma korkusundan, çok insan gördüm elinin ayarı bozuk, yanakları kıpkırmızı.. giyindik, yemek yedik, hazırlandık önder amca bizi o yere götürcek.. feci bi trafik, sıcaktan her tarafımız yanmış, bi yandan da nolur yağmur yağmasın stresi çünkü kadın gayet açık ve net söylemişti eğer yağmur yağarsa içeri alamam dışarda kalırsınız ona göre.. her neyse asıl kısma gelirsek uzun süredir bu kadar çok tepinmemiştim ki oldukça sık tepinen bi insanım aslında..başta insanlar baya bi çekingen davrandı, sahneye itildik oynayın başkaları da gelsin diye.. şimdi doğruya doğru ilk çıkan biz ve tm'deki kızlardı.. bu arada özellikle seren ve aslı'yla karşılıklı dans etmek evet oldukça keyifli.. bi de selma ne kadar bana alışık olsa da büşra isimli boğaziçi biyoloji öğretmenliği öğrencisi kız baya bi yadırgadı bizi galiba, şaşırdı filan biraz oynaklığımız karşısında.. herneyse insanlar sonradan baya bi kıvama geldi, demet akalınla hoppidik hoppidik oynuyo herkes.. bu sırada eğer iyi bi çocuk olmuşsan insanlardan çıkan sesleri anlamlandırabilirsin ki çoğunlukla sercaaan james gibi olmuşsun, allahım ben metal dinliyodum nabıyorum böyle?, yok yahu bence daniel de burda olsa o da çok eğlenirdi (bu sonuncusu daha çok bizim taraflardan çıkıyodu evet.) şeklinde şeyler bunlar.. ay yoruldum bak anlatasım kaçtı gene.. serviste 4 senelik lise hayatım boyunca görmemiş olduğum insanlarla tanıştık, hatta babam bile tanıştı kendileriyle, ardından millet caddesin boyunca ilerlerken, arkadaşların kimdi?, he ne arkadaşım filan değiller ben de en az senin kadar bilmiyorum isimlerini serviste tanıştık.. ardından o iki insan, babam ve ben aynı takisiyi paylaştık falan filan.. ayaklarım mahvolmuş gerçi daha kötü bi halde olucağımı düşünmüştüm ama resmen 5 kat bile çıktım o ayakkabılarla bu da ayrı bi gurur kaynağı benim için..


fonda kolbastı müziği çalmaktadır.. iki kız kalabalıkta göz göze gelir.. biri diğerinin yanına gider..
-nası oynandığını biliyo musun?
+hayır. sen?
-hayır
+çıkalım mı?
(bi kaç saniyelik bi es)
-what the fuck. çıkalım tabi.
çıkarlar ve bambaşka şeyler yaparlar ama olsundur oldukça mutludurlar çünkü o an.


bi de evet didi, dilşut, büşra, sercan, bünyamin, gizem ve caner de yukarda adı geçmeyen ama aslında gün içinde oldukça önemli yerleri olan insanlardan..

25 Haziran 2009 Perşembe

...

açlarımı abdullah'a teslim etmeden önceki son iki saatimdeyim, malum bu gece mezuniyet partimiz var.. ama önce arayıp tamam biz randevuyu iptal etmedik gelicez demem lazım.. bu arada iki gündğür evde topuklu ayakkabıyla geziyorum ve parti günü ulan keşke elbisem böyle olmayaydı düşüncesi sardı dört bi yanımı.. elbisemi kısalttırasım var.. kendisi dizimin biraz daha üstünde, şişkoyum zaten, sırtı açtım alttan da açmayayım mantığıyla hareket etmiştim ama topuklu ayakkabıları giyince farkettim ki insanın bacakları şahane duruyo topuklu ayakkabıyla ve ilk defa anladım kadın kısmısı neden bu acılara katlanıyo diye..

24 Haziran 2009 Çarşamba

bb

eğer ki bi gün türkiyenin blog başkenti seçilcek olursa, bi sebepten gelip bana da sorarlarsa nereyi seçelim sence diye hiç düşünmem ankara derim.. havasından mıdır, suyundan mıdır harikulade blog yazarları çıkıyo ordan yahu.

ceyhan

"küçük beyoğlu" ceyhan şeklinde yapılmış aramadan anlıyoruz ki kendisini tatlı bulan bi tek biz değilmişiz.. ey gidi ceyhan, insanlar seninle ilgili bloglar yazıyo, başka başka insanlar seni aratıyo google amcaya sense şu an bunlardan habersiz muhtemelen yarın seni bi çocuk vardı çok tatlıydııı diye arkadaşlarına anlatıcak olan kızlara şirinlik yapıyosun..

*senin yüzünden aç kalıyoruz...


şimdi insanlar genelde bana kızıyolar mal gibi oturuyosun evde aç aç annem gelse de yemek yapsa diye bekliyosun, kocaman kızsın kendin ısıt, pişir, doyur karnını aa.. diyolar. ama sıra bende.. soruyorum elini vicdanına koy da cevap ver ey güzel insan, sen de ısıtmaya kalktığın her üç yemekten ikisini yaksan mutfaktan ve ocaktan uzak durmaz mısın acaba? çok ciddiyim şu sene kendi başıma türkiyenin yemek yakma ortalamasını yükseltmiş olabilirim.. unutuyorum, boyuna o yemekleri ocakta unutuyorum. sonra da gel salatalık kemir, ekmek kemir..





*kardeşceğizimin 5 dakika önceki çemkirişleri.. şöyle devam ediyo: yemek bırakmadın evde ne koysan yakıyosun.. bari haber ver yemek ısıtıyorum diye birine ya da bize söyle biz yapalım.

ayacıklarım mahvolucak yarın bunu hissedebiliyorum


ey bana daha ince ve uzun topuklu olan ayakkabıyı aldırmayan ayakkabıcı kerem abi, tanrı seni korusun ve kutsasın bence..

pfh.

çok işim var bebitom çok.

23 Haziran 2009 Salı

ömür


şimdi söyliyceklerim beni hastalıklı biri olarak görmenize ve blogumun bi anda kuş uçmaz kervan geçmez bi yere dönüşmesine sebep olabilir ama yine de söylemek istiyorum.. risk alıyorum (take a chance: 2009 ydscilerine selam olsun).. şimdi bu hani siteyi takip programları filan var ya, ben böyle toplamda insanlar kaç saat sayfamda bulunmuş ona bakınca, başkalarının hayatından çaldığım saatler sanki benim hayatıma eklenmiş gibi hissediyorum.. hastalıklı gibi biraz demiştim, ama gerçek bu.

çocuk

yaa çok fena taktım ben bu şarkı söyleyen küçük çocuklara..
bi tek ben mi kendilerini sevimsiz ve hatta itici buluyorum acaba?

uyuz


arkadan popoma bakıp büüüş var ya düşük bel giymekten kalçan büyümüş demenin bilgisayarı kendisine devretmem konusunda ne gibi bi yardımı olduğunu düşünüyo pek muhterem L cidden merak ediyorum.

gün

resmen yorgunluktan ölmek üzereyim, pestilim çıktı, göz kapaklarımı zor açık tutuyorum, sıcaktan pek bi fena oldum ki şu halim bünyeye gıda aldıktan sonraki halim, yaklaşık 1 saat önce kapıdan girdiğimde görmeliydin halimi..
sabah 7'de kalktım. neden? çünkü 11.30'da dershanede olmam lazım.. oha deme çok ayıp.. duşa giricem ve saçlarımın kuruması saatler alıyo bu sebepten evet bu kadar erken kalkmak zorundaydım.. kalktım hazırlandım ettim, dersaneye gittim.. adeta iki gün önce orda değilmişiz gibi sevgi gösterdiler bize.. bi de yeni öğrencilere bakın bunlar da sizin gibiydi şimdi sınava girdiler üniversiteye gidicekler dediler.. güzel hismiş gösterilen olmak..
ordan çıktık okula gittik.. aslında çarşamba gidilcekti ama bugün hariç hiç bi günüm boş olmadığından biz bugün gittik didikle.. necmettin hoca'yı gördük.. özlemişim.. dilay'ı da getirmiş.. allahım resmen kız büyüdükçe daha tatlı daha yenilesi bi hal alıyo, konuştu bile bizimle.. seviyorum küçük çocuk kısmısını..
baya bi süre necmettin hocaylaydık zaten..
saat 5 gibi okuldan çıktık, didilere depeche mode biletini almaya, taksim'e gidip biletix'de değiştirtcez.. gittik , aldık, on saat otobüs bekledik, geldi, iki dakkalık taksim yolu bitmek bilmedi.. biletix'e gittik, biz bunları iade edicez, parayı elden veremiyoruz hesap numarası falan filan lazım, yani boşuna geldik, hadi bin geri dön (bu arada didi'yle taksim'de en kısa süre duran insanlar olma konusunda oldukça iddalıyız), millet caddesinde in, başka otobüse bin, eve kadar ayakta gel..
ölüyodum resmen.
bi de leyla abla bugün film izleme bilgisayarı bana bırak bu akşamlık yarın gidicem ben tadında takılıyo küfretmemek için kendimi zor tutuyorum..

me vs. deodorant

her ne kadar pek çok insan kendisini yaz aylarında can yoldaşı, masum bi kozmetik ürünü zannetse de aslında pek azı bilir ki o küçük şişe işkence aletinin allahıdır..
lütfen, deodorant almaya gittiğimizde içinde alkol var mı diye bakmayı unutmayalım,
ondan sonra sabahın kör vakti yanıcak, çok yanıcak korkusuyla sıkamayıp, oturup blog yazmayalım..
milletin işi gücü var yahu..
al işte bi sürü zamanını çaldım niye?
içinde alkol varmış, yakıcakmış..
çok kızdım kendime..
şimdi gidip o deodorantı sıkıp kendi kendi cezalandırıcam..(kendi kendine yapmak istemediğin şeyleri yaptırma yöntemleri no.342)

hey sen!


şu insan kısmısının grisinden hiç hoşlanmıyorum arkadaş..
ne kadar zaman geçse de karar veremiyosun, kesin yargılarda bulunamıyosun onlarla ilgili ve bu beni feci derecede sinir ediyo..
kastırmasan ya recebim, açık olsan ya accık aa..




bi de çok alakasız ama japonlar öpüşmesin yahu, çok kötü bi görüntü..

22 Haziran 2009 Pazartesi

corç


yıllar yılı george clooney de yaşlı ama ilik gibi vallahi muhabbetleri sürüp gidiyo..
hayır ben en az bi 7-8 yıldır öyle bi muhabbete şahidim de şöyle bi sorun var kendisi daha yeni 48 olmuş..
biz niye yıllar yılı şaşırıyoruz ki?
40'lı yaşlar gayet karizmatik olunabilicek yaşlar değil mi arkadaş?

neden?


eğer uzun süredir buralarda takılıyosan deviantart dolaylarında dolanmaktan ne kadar keyif aldığımı farketmişsindir şayet kullandığım fotoğrafların hepsi deviant'tan..
herneyse işte ben bunca zaman devian'ta dolanırken o bazı fotoğraflar hani sansürlü ya, sinirlerimi bozuyodu..
bugün de canım sıkılıyo, dedim görücem o fotoğrafları, üşenmedim, üye oldum, e-mailimi onaylattım falan filan..
yapmaz olaydım, etmez olaydım ey gözleri öpülesi okur..
naif dünyama neler yaptı pis deviant..
ben artık eski ben değilim.

flamingo girl


sen sen ol sırf evdekilere flamingo oldum ben diyip şebeklik yapıcam diye bütün yüzüne pembe krem far sürme..
hayır denedim ordan biliyorum, yüzünde tüp patlamış gibi görünüyo..
sakın.

içim kurudu resmen


can sıkıntısından ölmek üzere değilmişim gibi karnım acıktı yine..
hayrına bi karpuz kesip getirsen ya..

pis adam


yaptığım araştırmalara göre türkiyedeki kızların %46'sı "ıyy tipe bak, ne çirkin" şeklinde cümlelerle taciz ediliyo.. şimdi onlar adına konuşuyorum, biz cidden merak ediyoruz, hakaret ederek laf attığınız hiç bi kızdan olumlu bi karşılık aldınız mı eyy terbiyesiz serseri arkadaşlarım..? yok benim öyle beklentim yok diyosan ne bulaşıyosun..? ben sana durup dururken dallamasın, iki kelimeyi yan yana getirip bi cümle kurmayı bile beceremezsin sen diyo muyum? ayrıca sağda solda gördüğün kızlara neler yapacağını anlatırken bilmez misin ki gerçek insanın hayal ettiği gibi olmuyo, şarkıyı içinden söylerken harikulade çıkan ses, iş uygulamaya, gerçekten söylemeye geldiğinde hiç de öyle çıkmıyo? sinirlendirme beni tacizci insan, terbiyeli ol, attırma kafamın tasını..

21 Haziran 2009 Pazar

tutsan ya ucundan


sol eliyle çaydanlığın alt kısmını kaldıramayan kaç kişiyiz ki zaten?

yavan geldi

vicdan azabı çekmeden internete girmenin de hiç bi keyfi yokmuş haa..

bitti


heheyt pek sevgili, gözleri öpülesi, yanakları sıkılası, sevgi yumarcığı yapılası blog okurlarım..
girizgah kısmından da anlaşılıcağı gibiiii fevkaladenin fevkinde bir yds geçirmiş bulunuyorum..
şimdi gün içinde beni gören birisi okursa şayet oha bi anda nerden çıktı şevk bu coşku diye düşünebilir, eve gelince tutamadım kendimi mutluluk sarhoşu gibi bişeylerim şu an..
dersane ortamında insan sadece kendisini düşünemiyo en nihayetinde..
arkadaşları, hatta tanımadığı insanlar bile olsa mutsuzken "ohh yeah süper" diyesi gelmiyo,
yani hayır henüz o kadar hayvanlaşmadım ve hayır sınavı kötü geçen insanlara gerçekten üzülüyorum, ohh rakip eledim gibi bi durum yok..
biliyorum çünkü bütün bi sene beraberdik o insanlarla, aynı şeyleri yaşadık bi yerde, ve yaşadıkları hayal kırıklığını en iyi tahmin edebilicek insanlardan biriyim doğal olarak..
ama tabii ki kendi mekanımda (burası oluyo orası) bütün ilginin kendi üstümde olmasını istiyorum ve evet bu coşkuyu yaşayasım var..
evet yds'm harika geçti..
ama ne kadar harika olduğunu anlatmadan önce kısa bi gün özeti..
sabah kalktım gittim istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi'ne.. büşra boynuma atladı, içeri girdik.. sınavı çözdüm, sonra tekrar en baştan çözdüm.. çıktım dershaneye gittim.. etkin hocayı gördüm, kaptı beni aysel hocanın (müdür-aysel'di adı diye hatırlıyorum ama hayırlısı artık :)) odasına götürdü.. bu sırada saat 11:45.. ilk ben gelmişim dershaneye dolayısıyla bi sevgi seli, amma çabuk geldin, nası geçti falan filan.. ismail hocayla bile konuştum telefonda.. beni fena derecede böyle heyecan bastı, şoka girdim gibi bi şey.. etkin hoca kendime getirmeye çalışıyo filan.. sonra hadi seni doyuralım.. poğaça, çay derken didi gelsen ya, geliyim kuzum.. o geldi, öbürü de geldi, didi'de geldi.. oturup bekliyoruz 3 gibi program başlıycak sonuçları öğrenicez elif hoca, ismail hoca falan çıkıcaklar programa.. yemek yiyelim.. etkin hoca, didi, ben, murat hoca burger'a karnımızı doyurmaya, programa da az kaldı zaten.. gittik, yedik, geldik.. program başladı, soru 1, soru 2, soru 3.......gerginlikten ölmek üzere olmak......soru98, soru99, soru100.. bitti.. oha, oha, oha.. necmettin hocayla konuşmaca, gülay hocayla konuşmaca, hala oha oha.. elif hoca gelsin artıııık.. geldi, esra hoca da geldi.. allahım herkes geldi, çok mutluyuz, girer miyiz? inşallah.. böyle şeyler işte..
öhöm.. sonucumu da söylüyoruuuuu...uuuuuu ı ıh yok söylemicem çok yükselttim beklentiyi olmaz artık söyleyemem..


bu arada kimseyi arayıp soramıyorum nasıldı diye, malum korkuyoruz bi yerde ya kötü geçmişse diye.. konuşmaktan rahatsız olmıycaklar ses etsin mümkünse..


ayrıca üç buçuk neymiş altı buçuğu bulduk bugün.

20 Haziran 2009 Cumartesi

YDS

itiraf ediyorum çok kastım bi şekilde şu resimle konu arasında bi bağlantı kurabilmek için ama ı ıh yok olmuyo.. güzel resim bence hoşuma gitti ondan koydum aslında..ayrıca evet resim değil fotoğraf..



o değil de yarın resmen hayatımın geri kalanını etkiliycek olan olay gerçekleşicek..
öss'de böyle triplere girmemiştim ama bunda giricem banane..
şimdiii efendim yarın ki sınaaaav ki biz kendisine yds diyoruz üniversiteye yerleşirken kullanıcağım puanın %60'ını oluşturucağı için oldukça önemli..
en azından öss'den daha önemli..
yarınki performansımın bi sonucu olarak bölüm değişiklik göstermese de okul değişiklik gösterebilir.. buna bağlı olarak arkadaşlarım ve önümüzdeki 4 yıl da değişiklik göstericek pek tabi..
bu kadarla biter mi sandın? tabii ki bitmez, mezun olunca bize ahanda sen artık ingiliz dili ve edebiyatçısı oldun git ve ingiliz dili ve edebiyatçılığı yap bakalım demiycekleri için, çevremdeki insanlara, bağlantılara, tanıştıklarım, karşılaştıklarıma bağlı olarak yönelmek istediğim alan da değişebilir pek tabii..
okulun olanaklarına bağlı olarak yurt dışıymış, öğrenci değişimiymiş, acaba hangi okullarla anlaşmaları varmış, böle böle şeyler de var..
hepsi var, çok şey var..
inşallah sevgilimizi kolumuza takıp bebek'te üç beş tur atarız diyorum..(bunu da geçen senekilerden öğrendim, kendilerine marş edinmişler bunu bi dönem.. onlarda işe yaradıysa biz de neden yaramasın di mi ama..)
haydi tüm ydscilere başarılar o zaman :D
istediğim yerin kontenjanını doldurup beni dışarda bırakmadığınız sürece hepinizi seviyorum.

dum tıs dum dum du tıs

an itibariyle house yazın izlenicek diziler sıralamasında oldukça yukarılara taşındı herkese hayırlı uğurlu olsun..



bi de reklamını gördüm twilight yeniden vizyonda diye.. sinirlerim hopladı yine.. başta aylarca getirmedin getirmedin fida film parayı görünce yeniden vizyona sok vay anasınıı.. dedim içimden.. hayır şu twilight olayı benim için nası bi şey anlatamam.. kendisini çok seviyorum, çılgın gibi okudum ettim, aylarca edward'ın hayaliyle yaşadım ama aynı zamanda twilight'ı bu kadar çok sevmekten utanmıyorum desem şuracıkta yıldırım düşer başıma.. twilight'ı seviyorum, ama twilight'ı sevdiğim için kendimi sevmiyorum.. böyle bi ikilem, böyle bi duygu karmaşası.. hayır hep o 14 yaşındaki kızlar yüzünden oluyo, halbuki onlara göre değil yatak filan kırıyolar son kitapta naber.. okumayın öyle şeyler çok ayıp.. bi ben okuyum, edward da bana gelsin (kış günü cam açık uyuduğumu bilirim belki gelir diye, evet ciddiyim, evet o derece) ya da utanmıycam bee alla alla hayal kurmak da iyi bi şey ayrıca.. hem kaç kişi kaldık şunun şurasında hala hayal kuran di mi?

kolbastı

bi de insanların kolbastı oynamaya başladıkları an nası bi an cidden merak ediyorum..
yani nası bi psikolojik durum ki o insana ben de kolbastı oynayacam dedirtiyo..
araştırılması gerek bence, aydınlık yarınlara anca böyle çıkarız çünkü (bkz:. oha)

illuminati

facebook dolaylarında gezinirken bi şey farkettim ki pek çok insan farklı fotoğraf çektirirken farklı poz vermeye yeltenmiyo bile.. yani profilinde dolandığımız adamın yanındaki tipler ya da mekan sürekli değişse de duruşu ve ifadesi hep aynı kalıyo.. bu olay sadece bi kişide var zannediyodum ama meğer baya bi insan aynı durumdaymış.. şu son aydınlanmamla beraber illuminati kapıma dayanıcak diye bekliyorum.. belki multimilyoner değilim ama çok değerli bilgiler bunlar, bence dünyayı ele geçirmemize çok yardımcı olabilir.

19 Haziran 2009 Cuma

amelie


pek çok insana garip gelicek bi durum evet ama ben amelie'yi daha yeni izledim..
resmen bi kaç dakika önce bitti kendisi ve yüzümde böyle saftirik bi ifade bıraktı..
açıkçası yıllar yılı -kendisini televizyonda bulup bi kaç dakika izleyip ortasından film mi izlenir baah demek suretiyle kapattığımdan beri- saftirik bi kızın saftirik hayatı işte yahu, herkes mutlu, herkes mesut, çiçekler var, kızın aptal aptal sırıttığı plastik bi dünya işte şeklinde bi düşünceye kapılmıştım ki oha cidden bi filmle ilgili bu kadar yanlış bi fikir edinilebilir heralde..
şimdi amelie'yle baş başa geçirdiğimiz 116 dakikanın sonunda vardığım sonuç şu kiii helal olsun koçuma.. küçüklük yıllarımda kendi kendime sorduğum (bundan 8 yıl önce 10 yaşındaydım çünkü ben) kim bu kıız, niye her yerde resmi var? sorularının hepsi helal olsun.. kapağındaki gerzek ifadeye bile laf söylemicem artık valla.. çok tatlı yahu, resmen harikulade daha ne diyim.. kendisiyle birlikte resmen 3 tane fransız filmi sevmiş oldum.. nerdeyse fransız filmi izlemem ben iğrenç oluyo onlar şeklindeki önyargımı kırıcam o derece..


ayrıcaaa angel-a'daki adamı görünce de baya bi sevindim açıkçası.. çok tatlı o adam ya..


bu ne be film anlatır gibi yapmış hiç bi şey anlatmamış diyck olursan diye söylüyorum, benden başka kaç kişi kalmıştır ki zaten izlemeyen gerek yok bence anlatmaya filan..

düşman

otobüsüm hemen gelmezse geç kalmam işten bile değildi ve otobüsümün de hemen gelmek gibi bi niyeti yok gibiydi.. bekledim, bekledim, bekledim.. sağa baktım, sola baktım, dükkanlara baktım, içindeki insanlara baktım.. en ince ayrıntısına kadar her yere, her şeye baktım. ve o an göz göze geldik.. diğerlerinin arasına saklanmış, takındığı masum ifadeyle kim bilir kaç kişiyi kandırmıştı.. beni de kandırabileceğini sanmıştı kim bilir.. ama başaramadı pek tabii, gizli planını anlamıştım.. meydan okurcasına diktim gözlerimi, başaramıycaksınız.. mesajımı net olarak alsın istedim, başaramıycaksınız.. o sırada el ele tutuşmuş bi çiftle bi adam belirdi arkasında.. bulunduğu yerden kaldırdılar, sinsi sinsi gülümsedi, sert bi bakış fırlattım, sigara içseydim muhtemelen son bi fırt çeker, ellerimi kaygıdan kırışmış alnımın üstündeki gür ve sağlıklı saç grubu içine daldırıp derin bi of çekerdim, yapmadım. sadece düşündüm, benden başka kimse farkında değildi.. onlar için sıradan bi elektrikli süpürgeydi ama ben gerçeği biliyodum.. belki de yeni sarah connor ben olurdum kim bilir.. sonra otobüsüm geldi, bindim, dersaneye gittim.. geç kalmıştım.




hayra yor

rüyamda necmettin hoca'yı babam olarak gördüm..
uzak bi yere gidiyodu, üzülüyoduk biz de..




bi de "beyaz adlı prens" de güzel bi nick olabilir bence..

18 Haziran 2009 Perşembe

disappointment of the universe

öhöm sonunda açıklama geldi, iptal.
zaman yokmuş, turne aksarmış falanmış filanmış..
ehh açıklasınlar artık olmazsa da olmaz modunda takılıyodum ama açıklamayı görünce üzülmedim desem yalan söylemiş olurum.
ha bi de purple concerts'ın da hayvanlığına doyum olmuyo..
insan olsan kötü haberi ".....günü Almanya’nın Leipzig kentinde verdiği konser ile yeniden başladı. Bunu, 10 Haziran Çarşamba günü Berlin Olympic Stadyumu’nda 65,000 kişiye verdiği muhteşem konser izledi. Grup, Avrupa Yaz Turunun orijinal turne programına uygun olarak devam edeceğini açıkladı. " diye vermessin pörpılım..
muhteşem konserler veriyolar bu sene görsen tadından yenmiyo ama göremessin zaten nerden görücen gelmiyolar ki sizin oraya..
kader kısmet napalım

mühim

+hadi abi kalk gidelim saatlerdir bekliyoruz gelmiyo işte
-olmaz fikri gelicek, fikri olmadan gitmem, fikri mühim!


evet benim canım sıkılıyo.. fikrimühim'e de üye filan olmayın boşuna bi numarası yok aylardır ne anket ne bişey göndermiyolar.. sözde fikrim mühimmiş sormuyosun ki fikrimi..

içsbhzaabdmk? ~2

insanlar çok severken benim hiç zevk almamam acaba benim dangalaklığımdan mı kaynaklanıyo? volume 2.

amelie'nin ifadesi


herkes çok tatlı, çok sevimli diyo bakıyorum, bakıyorum, bakıyorum hiç sevimli gelmiyo..
gerizekalı gibi bi ifade bence bu..
gerçi henüz filmi izlemedim yaklaşık iki aydır dolapta izlenmeyi bekliyo ama zannetmiyorum ki izledikten sonra da fikrim değişsin..

nassın?

sabah kalk dershaneye git denemeye gir denemeden çık otur otur sonra o çok beğendiğimiz taptığımız bayıldığımız leopar desenli ayakkabıyı didi'ye almaya git numarasını bulama etrafta dolan mağaza gez hiç bi şey bulama geri dön elif hocanın odasına gir elif hoca ve etkn hocayla ve kasım hocayla muhabbet et çok oturduktan sonra çık bi deneme daha çöz sonra in capacity'e git d&r da oyun bulama cd bak sonra kitap bak baya bi bak en sonunda ölüme çok yaklaşmışken didi alıcağı kitapları seçebilsin dershaneye geri dön elif hocaya güle güle de sonra etkin hocaya güle güle de allam ne kadar çok seviyorum ben bu insanları diye düşünerekten evin yolunu tut



o zamaaaan didi'nin bugün aldığı kitaplardan birinin adını bil bakalım.. dikkatli bakarsan ipucu var.. hatta biraz daha ipucu veriyim "15".. bu kadar.

17 Haziran 2009 Çarşamba

hık

slash / jessica szohr

bence gaaaayet benziyolar..
tabi jessica bu durumdan memnun mudur bilemem mamlum slash'in şimdiki halini düşününce ama o da onun sorunu bi yerde beni alakadar etmez.

acaba?

benim annem baya kötümser bi insandır aslında.. sürekli şu şöyle olucak bu böyle olucak, onunla da aranız bozuldu galiba, artık görüşmüyosunuz eskisi gibi değilisiniz, unuttu bence seni vs. vs. şeyler söyler, ben sinirlenirim, ağlamaklı olurum babam da anneme kızar niye öyle diyosun diye falan filan böyle bi döngü içindeyiz işte.. ben de hani biraz fazla hayal dünyasında yaşıyorum galiba bilmiyorum ama kolay kolay kabul edemiyorum kötü olanı, yani yok beee öyle değildir o şundandır, şöyle olmuştur, yanlış anlamıştır, başkası sanmıştırlarım boldur..
ama ne yalan söyliyim arada sırada acaba? da düşmüyo değil zihnimin bi köşesine..

terbiye

şu facebook'taki beni ne kadar tanıyosun testlerinde düşük puan alan insanlara trip atan insanlar,
sizi sevmiyorum.. mal mal sorular soruyosun, o adam ne dallama arkadaşım varmış meğer demeden tırışkadan sorularını cevaplıyo, sünnetçinin göz rengini tahmin etmeye çalışıyo filan, ama aklının ucundan bile geçirmiyo seni arkadaş listesinden çıkartıp msn'de silip engellemeyi, böyle bi sadakat örneği gösteriyo ve sen tutup aferin sana da yani.. hıh.. :( diye yorumlar yapıyosun utanmadan bunun üstüne.. terbiyesiz misin?


bak terbiyesiz dedim aklıma geldi biz bu sabah bakırköy'e gidiyoruz otobüste ben en arkada oturuyorum didi de karşımda.. muhabbet filan ediyoruz.. bakırköy'ün girişinde önümdeki adam bi anda döndü ve yaa sussanıza artık sabahtan beri bikbik kafamı şişirdiniz konuşup duruyosunuz diye bağırdı.. ben de sinirlendim tabii.. adam gibi söylesene ne bağırıyosun biraz sessiz olur musunuz? desen susarız heralde insanız en nihayetinde dedim.. (sen olayına dikkat etmelisin bu noktada tanımadığım insanlara asla sen diye hitap etmem.. bu kendimce sana saygı duymuyorum, benim için sokaktaki köpekten farksızsın demenin başka bi yolu) bu salak üstüne fırsat vermiyosunuz ki nası söyliyim diyo.. mala bak.. yanımda oturan amca da bi yandan gülüyo (ki bunun sebebi adamın arkasından yaptığım bi takım dallama bu yaa temalı hareketler olabilir) bi yandan da didiyle bana boşverin filan diyo.. ama gerçekten sinirlendim yani, kafasına bi kutu jöle döküp eline tespih alınca adam oldum sanıyolar.. önce insan gibi konuşmayı öğren..

elbise

elbise deyince aklıma geldi..
şu elbiselerin göğüs kısımlarını adam gibi yapsanız ya ey sayın yetkililer!
kocaman kocaman yapıyosunuz, insanın üstüne oturmuyo
yüzleşin artık bu gerçekle kızların göğüsleri sandığınız kadar büyük değil.

16 Haziran 2009 Salı

dün dündü

yokluğumu hissettiniz mi bilemiyorum ama yaklaşık bi günlük bi aradan sonra geldim..
efendim dün şimdi bizim kep atma törenimiz vardı -ki ona da kep atma töreni denmesi en saçma mezuniyet töreni ama öyle diyince insanlar partiden bahsettiğini zannediyo nedense..
herneyse işte sabah erkenden kalkıp dersane yolu tuttum, bi yandan zihnimin bi kısmı şu an resmen millet tatile çıktı bi 32.000 kişi aldık dershaneye giden, diğer kısmı da olum sıcak oldu çıkarsam mı hırkayı.. ama şişkoyum yahu üstümdeki de ince ne var ne yok belli.. çıkarsam mı yaa? çıkarmasam mı..? ikilemiyle baş etmeye çalışıyodu.. gittim yds denememe girdim sonra koşa koşa didilere hazırlanmaya.. azıcık guitar hero, allahım çok güzel, çarşamba oynicam o yeah.. yemek yedik saç baş, maşa -ki gerçekten çok amele bi iş yani normal zamanda yapılcak şey değil.. hele yazın hiç değil.. 2 saat içinde hazırlandık, sonra hoop okula..
bu noktada durduruyorum.. en son 8. sınıftaki mezuniyetimden beri ilk defa elbise giydim ki bu bu tip olaylara ne kadar uzak olduğumu anlaman için yeterlidir heralde diye düşünüyorum.. ama iyiymiş alsında unutmuşum nası bi his olduğunu güzelmiş, böyle başta insan kendini çıplaık gibi hissediyo, ferah bi olay.. hastası oldum kısacası bi sürü elbise alasım geldi ne yalan söyliyim.. her neyse işte dün biraz kız gibiydim evet, tabii okuldaki kızların yanında anaokul çocuğu gibi kalmadım desem yalan olur ama onlar süs püs konusunda tecrübeliler baya bi napalım..
törenin başlamasına yakın annemler yetişcek mi acaba yetişebilsinler noluuur telaşı, sonrasında oh yetiştiler falan filan.. tören başladı, oldu bitti.. fotoğraflar şunlar bunlar derken didi yaa ben çarşamba gelcektim ya bugün geliyim mi?, geel. babayı ikna etmeye çalış.. sonunda et. anneyi babayı uğurla, ee şimdi napıyoruz? babam milletin işi gücü vardır rahatsız ediyosun temalı kaygılarla didilerde kalmama bile zor izin verdiği için, üstüne bi de çıkışta bi yerlere gitcez izni almaya cesaret edemedim açıkçası, ama yine de iyi gidelim madem bi yerlere.. uzunca bi kim geliyo kim gelmiyo, sen de gel o da gelsin faslından sonra didi, gizem, ben, sercan, ufuk, bünyamin, caner olaraktan taksim'e yollandık.. napıcaz kim içicek, nerde, şu mudur?dan önce yemek yiyelim bari.. burger'da gıda alışı.. ortamdaki muhabbetten bi kaç cümle seçicek olursak: "ılık suya şeker katıyorum sonra tuvalette çok güzel dakikalar geçiriyorum.. fıjjt diye çıkıveriyo" ve "taharet musluğu kullanılır mı be ne pis adamlarsınız ıyy.. korkarım ben öyle, kullanamam.."
ordan çıktıktan sonra nereye gidelim şimdi? kim içicek.. ben içmicem, ben de, biz içmiyoruz zaten, ee bi ben mi içiyorum (ufuk), nereye gidelim, nevizade, çok dumanaltıdır yaa gitmeyelim, oraya mı buraya mı, küçük beyoğlu'na gidelim.. gittik.. oturduk bişiler.. resmen yan masadaki kadınla pişti oldum.. benim için sorun olmasa da kendisinin bu durumdan pek memnun olduğunu sanmıyorum.. neyse.. garson geldi siparişleri aldı bişiler kii bu noktada yine biraz durmak lazım çünküüüü garson çocuk çok tatlıydı.. sercan duydum ben ceyhan diyolar dediyse de kesin bilgi değil tabii ki de ama cidden çok tatlıydı yahu.. böyle şebek gibi muhabbeti filan hoştu baya (gördüğün gibi hoştu kelimesini seçerek evet yani iyiydi ama çok da sallamıyorum imajı vermeye çalışıyorum.. resmen dibim düştü diyo muyum? demiyorum.) ozan'ın öve öve bitiremediği fındık votka denedik ki gerçekten tadı çok güzel, nutella gibi.. her neyse bi de oranın limonatası da çok güzel oluyo bunu da bil.. (limonata mı içtiniz dersen küfrederim biliyosun.. tercih meselesi alla alla) her neyse oturduk oturduk oturduk, çocuğa baktık, oturduk, oturduk kalktık sonra.. bünyamin yüzünden hesabı başka çocuk getirdi ki hala içimde bi yara.. herneyse çıkarken zihnimde allahım ben bu çocuğu bi yerden tanıyorum ama nerden? şeklinde düşünceler pıtırcıklandı ki doğru olduğundan nerdeyse emin olduğum ama damla tarafından doğrulanmasını beklediğim bi sonuca vardım.. kendsini çok zaman önce beatles'da görmüş idik, hatta damlayla kesişmişlikleri varmış çok kereler diye hatırlıyorum.. neyse bence bu böyle eminim nerdeyse o çocuk olduğundan.. sonra çıktık didilere gittik, o an kafama dank etti sabahtan beri herkesle fotoğraf çektirdim ve ne annemle ne babamla bi kare fotoğrafım var.. fuck! hep aynı şeyi yapıyorum sonra da vicdan azabı çekiyorum, üzülüyorum filan.. herneyse sonra da işte playstation.. singstar denen oyundaki üstün performansımın ardından guitar hero'ya geçmekle birlikte bütün havam söndü pek tabii.. yalnız cidden çok keyifli yahu, gerçi artık gecenin sonlarına doğru kussam içimden james çıkıcak haldeydi metallica duymak istemiyodum o ayrı ama cidden acayip keyifli.. hatta şimdiden nerden para bulsam da alıversem hesabı yapmaya başladım.. sonra da uyuduk işte..

merakımı mazur gör


sabah uyanamama ihtimalini azaltmak adına, hiç bişeye kalkmassam çişim gelir ona uyanırım mantığıyla önceki gece yatmadan önce tuvalete gitmeme uygulaması sadece benim yaptığım bi şey mi yoksa geniş kitlelerce gerçekleştiriliyo mu bunu cidden merak ediyorum..
muhetemelen cevap bulamıycam tabii..
malum çok geniş bi kitlem yok, olanların da tuvalete gitme alışkanlıklarından bahsediceğini sanmıyorum..

15 Haziran 2009 Pazartesi

nick'e lo diyoruz biz kendi aramızda


nickimi değiştirdim evet..
bundan böyle mitsubüşü olarak devam ediyorum..
az önce kardeşceğizim tarafından şahsımı yemeğe çağırmak için kullanıldı,
google amcaya da sordum başka mitsubüşü yok..
son olmama ihtimalim çok fazla olsa da ilk mitsubüşüyüm şu an..
hayırlı uğurlu olsun.




ayrıca şu an didi'yi çok kıskanıyorum..


edith piaf: hatta almanca olsa mitzubüschü olur ki hep birlikte büşü'ye gibi bi anlama çıkabilir ki bunu hiç istemem..
annemi yerim

yds

öss sonrası yayılmasının ardından bi dakka daha yds var temalı kendini toplama durumuna geçmiş bulunmaktayım.. herkese hayırlı uğurlu olsun

nuri greenwood


mahallenin arsız çocuğu nuri bas gitar alıp da bi gruba girerse nolur?
ayrıca kendisinin önceki hayatında balık olduğuna dair ciddi şüpelerim var.

zamanlama


öss'nin geçmesiyle arama motorlarında pornografi içerikli aramaların artmasının aynı zamana denk gelmesi tesadüf mü?
hiç sanmıyorum.

yeter bence

bi karışıklık sonucu ayın13'ünde gelmesi gereken paranın daha önceden gelmesi ve kendisinin geciktiğine yakında geleceğine güvenirken aslında farketmeden o paranın harcanmış olduğunun anlaşılmasının ardından babanın sinirlenip sözde kendisine ait olan ama uzun süredir şahsım tarafından kullanılan bilgisayar için laptoptaki kişisel şeyleri sil demek suretiyle aniden yok pahasına satmaya karar vermesi.. şunca yıldır aynı bokluklar içinde bulunmasına rağmen erkekliğinden taviz vermeyen büş'ün ilk defa gözlerinin dolması, sesinin titremesi.. bıktım, cidden bıktım artık..

çağrışım oğluşum


ne zaman görsem çağrışıyorum..
engellenemiyo

uyku


uykusuzluktan gözüm seğirmeye başladı..
yaratık gibi bişey oldum..

14 Haziran 2009 Pazar

ilk ve umuyorum ki son

önceki gece
12:30 gibi gözkapaklarım kapana kapana yatmaya gittim.. bütün gün dolandık zaten yorgunluktan ölüyorum.. sağa dön yok, sola dön olmadı, sırtüstü cık, yüzüstü ı ıh.. lanet.. gece lanet olası saatlerdir yuvarlanıp duruyosun yatağın içinde, uyuyamıyosum bi de utanmazca çişin mi geliyo diye kıza kıza tuvalete yollandığımda saat 03:30 gibi bişeylerdi.. bunal, tişört değiştir tekrar yatağa.. sağa dön, sola dön olmuyo.. hayır bunun sebebi bariz bi şekilde öss olmasına rağmen zihnim başka şeylerle meşgul, mezuniyette bokuma benzicem diye üzüldüm mesela sabaha kadar.. uykuya dalarken güneş yeni yeni beliriyodu ufukta..

sabah
aa kalktın mı? uyudun mu diye sorsana önce bi.. hii uyuyamadın mı? nolucak peki?(panik) bişey olmicak alla alla (gergin)

aradılar.. iyi misin? iyiyim.. heyecan? yok.. hadi bakalım yaparsın sen.. benim de umutlarım o yönde..

okulda
eski binaya gircez.. hangisi eski bina? (kapıda alttaki eski üstteki yeni yazıyo) alttakiymiş.. soralım bence birine.. anne yazıyo alttaki işte.. yok yok soralım.. anne yazıyo ne sorucaz saçmalama.. türküz biz yazıdan anlamayız.. anne!!

kapıların açılmasını beklerken

zihmimin gerilerinde ohaa çocuk çok tatlı..

sınıfta
sıra no 2.. kitapçık b.. heyecanlanmam lazım benim bi saniye kaybedicek çok şeyim var ben bi sene hazırlandım hedeflerim var neden heyecanlanmıyorum yahu bi gariplik var.. başlayabilirsiniz.. hadi hayırlısı..

matematiğin ortalarında
lan lan lan bi saniye resmen şu an içini doldurduğum her yuvarlak hayatımın geri kalanını etkiliycek.. ohaa ne biçimmiş..

çıkışta
nasıldı? oha harikaydı süperdi çok güzeldi.. gerçi sosyalde batırmış olabilirim ama onun dışında harikulade, süper.. oh oh iyi bari..

bundan yaklaşık bi saat sonra didi'yle birlikte dersaneye gittik.. televizyondan soruların cevaplarına bakıyoruz.. sınav salonunda yok bi şey yahu, gerilmeyin nedir yani diye takılan, millet zangır zangır titrerken coolluğundan taviz vermeyen büş gitti yerine başkası geldi.. matematiğin ortalarına geldiğimizde midesi bulanan, buz gibi olmuş elleri karıncalanan bi büş vardı.. bitti, hafifledik.. mutlu muyum? galiba.. yani mutluyum ama korkuyorum biraz.. sosyalim iğrenç (6 yanlış) ama sanırım genel olarak bi sıvama durumu varmış sosyalde.. buna güveniyorum şu an.. gerçi diğerleri iyi.. ohh..

neyse yds var işte haftaya bakalım asıl önemli olan o..

13 Haziran 2009 Cumartesi

bir öss klasiği


pek çok össcinin aksine burnuma zorla dayanmadı bu su..
bizzat kendi isteğimle anne ben okunmuş su istiyorum dedim..
en nihayetinde kendimi böyle bi klişeden mahrum edemezdim değil mi..
hem bence işe bile yarıycak naber..

panic! at home

madem sınav var hazırlıklarımı yapayım dedikten sonra farkettim ki ucum bitmiiiiş.. kardeşceğizimden kalem aldım yedek olaraktan, sordum bi de ucun var mı? nope.
elimde iki adet 0.7 kalem ve tam iki adet 0.7 uç var ki normal şartlarda yetmesi lazım ama yine de kurşun kalem alıyım nolur noolmaz..
bi yandan annem panik halinde şuna bak sınava giricek ucu yok..
yarın alırız anne nolucak uç mu bulamıcaz alla alla..
pazar sabahı açık kırtasiye nerden bulucaksın.. bıdı bıdı bik bik..
ayy anne bulamassam girerim bunlarla öff ne yani..


bi de senle gitmek istemiyorum diyince üzülüyo, kadına bakar mısın safi panik yahu..

düzeltesim var

heidi montag hiç bi zaman laguna beach'in yıldızlarından olmadı.. karakterlerin arkadaşı olarak arada sırada çıkıyodu o kadar çarpıtmayalım lütfen..
pis kuzenim de eser'le muhabbet etmeyi bana tercih etti zaten.. huh. hep uzun boylu değilim diye bunlar biliyorum, geniş omuzlarım yok onun gibi diye.. bkz:. yüzeysel insanın yüzeysel çıkarımları

öss öncesi gezmesi



dinçsoy kızlarıylaydım bugün.. sınav öncesi gezmesi yaptık..

*florya'da kahvaltı, deniz kenarında dolanmaca rüzgar, güneş, doğa, ot, çimen.. zihnin gerilerinde serhat hocanın sesi "güneşe çok çıkmayın rüzgarda falza durmayın çarpar, ertesi gün ateş yapabilir.."

*ordan cevahir'e geçtik pek tabii.. atlantis denen yere giriş yaptık ki kendileriyle bi tanışıklığım yoktu, böyle trenimsi şey güzeldi ama çok kısaydı, alaboramsı şey de güzeldi ama takla atmak istiyosan pedal çevir olayı pek işime gelmedi.. en nihayetinde takla atmak istiyorum evet ama kondisyonum yok alla alla.. başardık ama.. bi de böyle yukarı çıkartıp indiren şeye bindik ki en güzel kısmı yanımızda oturan küçük kızını aşağıdan izleyen babaydı.. kız korkup çığlık attıkça adam aşağıda psikopat gibi gülme krizine giriyodu.. ahah kıza bak öldü eheh kızım o benim ayh çok güldüm, karnım ağrıdı..

*irem o film izlenen bişeye girmişti biz de dışarda onu bekliyoduk ki iki tane güzel insan geldi ortama.. kızlardan birinin süper mini beyaz şortunun bronzlaşmış süper düzgün abcaklarıyla sağladığı süperötesi uyumla ağzımız açık kaldı, iç çektik bi güzel.. mehtap teyze: "kızlar size de alıyım mı böyle şort giyersiniz.." al mehtap teyze al giyiyim de istanbul'u tahliye etmek zorunda kalsınlar..

*sonra biraz daha dolandık pek tabii ayakkabı baktık didik'e.. bulamadık..

*sonracıma yemek yemeye gittik sbarro'ya sınırsız bişiler.. yedik yedik ve yedik.. serhat hoca:"dışarda yemek yemeyin zehirlenme filan olabilir belli olmaz.."

*her ne kadar şuracılkta bi kaç satırdan ibaret olsa da baya bi zaman aldı bunlar pek tabii.. artık eve dönme zamanı gelmişti dolayısıyla bi otobüse bindik.. kendisinin kodu 6 veya 7 karakterden oluşuyodu yani 256yk43 gibi bi numarası vardı kendisinin.. önce buna bi şaşırdım, üstüne o an dahil olduğum hattın ara duraklarında taksim'i görünce bi daha şaşırdım.. taksim ara durak olur mu be, daha neler görücem yarabbim..

*sonra didi'ye ayakkabı aldık çok güzel oldu..

*sonra da otobüsüme bindim ev yolu tuttum, geldim, burdayım.. yorgunum.. bi de mehtap teyzeye pek teşekkür çok teşekkür tabii ki..

kızlarda yok ondaan

zamanında öğretmiyolar çocuklara sonra yavrucakların kafası karışıyo.. poposu ve pipisi açık kız resimleri diyerekten gelmiş biri buraya.. şimdi ara ki bulasın, bul ki diyesin bebeyim çok fena kavram kargaşaları içindesin diye.. hayır bi de meraklı ama pisleşememiş de tam; hala pipi diye aratıyo.. her neyse kuzucum bi daha rastlarsan diye bak sana özel bu; seni kandırmışlar kızlarda yok ondaaan..

kova


ah ne de güzeldir anneanne evinde banyo yaptıktan sonra kovada kalan son suyu başından aşağı dökmesi

12 Haziran 2009 Cuma

houston we have a problem*

öhöm hani ben elbiseciklerimin resimlerini koyucaktım ya o biraz yalan oldu en azından bugün için çünkü evde gerçek bi kamera yok ve çektiğim fotoğrafları bilgisayar ortamına aktarabiliceğim tek aygıt kardeşceğizimin telefonu ki kendisi şu an evde olmayan ve ilerleyen saatlere kadar da evde olmıycak olan annemde.. özür dilerim ya valla bak istemezdim böyle olsun..


*derdi didi olsaydı benim yerimde..

bilmem anlatabiliyor muyum?


"wolverine de geçelim.."

11 Haziran 2009 Perşembe

içsbhzaabdmk? ~1



insanlar çok severken benim hiç zevk almamam acaba benim dangalaklığımdan mı kaynaklanıyo? volume 1.

arabalar vızır vızır geçerken bakıyorum bakıyorum bakıyorum ve hiç eğlenmiyorum..
tam neyse bu da sadece erkeklerin zevk aldığı bi eylemdir belki de diycekken kızın biri çıkıyo ayy f1 çıkmış diye böğürüyo, lan? sorun bende galiba diycekken ayy kimi raikkonen çok tatlııı diye devam ediyo he bebeyim diyorum o an he kuzum.. he.

kiraz


kıpkırmızı bi yaz meyvesidir,
tatlıdır..
bu sebepten insanı korkutur çünkü tatlı olması içinde kurt olabiliceği anlamına gelir..
işbu annem hep elinde bıçak kirazların içini kontrol eder yemeden önce..
ben de geçen sene mideye indirdiğim iki dolu tabak kirazdan sonra annemden gelen kurt olabilir onlarda bak içine yemeden uyarısı sonrası içine baktığım ilk kirazın kurtlu çıkmasının şokunu hala atlatabilmiş olmamakla birlikte,
ben algılamadıktan sonra yok sayılır onlar bi kere düşüncesiyle varlığı şahsıma indirgeyip hiç incelemeden hop hop yutar oldum kirazları..
bi de böyle ikilileri bulunup kulağa takılır
aptal aptal poz verilir..
bu işlem ortamın sakallı tatlı çocuklarına uygulandığındaysa tadından yenmez..
yiyelim yedirelim..
kiraz..

karşı!


yıllar yılı anlayamıyorum ben bu öss'ye hayır diyenleri..
valla bak..
kollarından tutup mal mısın olum öss'ye evet ne hayır salak salak konuşma diyesim geliyo..
hayır neyini beğenmiyolar bilmiyorum..
türkiye gibi dayıoğullarıyla işlerin yürütüldüğü bi yerde bundan daha güvenlir bi sistem yok bi kere..
başka yerlerde sınav yok böyle bi sınavla girilmiyo..
afedersin bebeyim de nah yok sınav nerde yok..
amerika da SAT denen zırva var ve kendisi gaayet önemli yerleşiceğin okulda,
ingiltere'de desen ordaki çocuklar daha liseye başlamadan bizim aklımızın almıycağı kadar sınava girip çıkmış oluyolar..
he sadece sınavlarla yerleşmiyolar belki okullara ama o diğer şeyler daha bi amelelik ve iki sene sınava hazırlanmaya üşenen insanoğulları nası onlarla uğraşıcaklar merak ediyorum cidden..
ayrıca zaten biz de de diğer yaptığın şeyler ön plana alınsa devlet okulundan öğrenci giremez üniversiteye sonuçta okulda yaptıkların -projedir şudur budur- sadece seninle değil okulunla da alakalı bi yerde..
biz yarış atı değiliz diyolar ya bide.. sen yarış atı değilsin de orası da ahır değil zaten üniversite herkesi almıycaklar pek tabii, ders yapılıyo orda balık istifi gibi oturmayı düşünüyosun acaba?
her neyse laf söylemeyin/söylemesinler öss'ye en azından daha iyi bi alternatif bulana kadar..

aldım verdim*

şu an resmen gözlerimi zor açık tutuyo olsam da buna değer..
çünkü çok üşendiğim ayakkabı ve elbise alma işini hallettim sonunda..
şimdi zihnimde "sarılı converselerimi giysem mezuniyette olmamı acep?" sorusu var..
elbise beyaz, e o convers'in de baya bi kısmı beyaz, yanlarındaki renklerde böyle bi sürü ama parlak değil tatlı yani, olur gibi bence kep atmaya conversele gelmiş ne ayıp demezler di mi? demesinler nolur bi de gidip babet aldırmasınlar bana..
hayır bi daha giymicem çünkü biliyorum..



*lütfen.. lütfen.. eğer ki alıışveriş isim haliyse, aldım verdim şeklinde çekimlenmek suretiyle gaaayet kullanılabilir.. fesatlaşmanın alemi yok.

10 Haziran 2009 Çarşamba

alakam olmadığı halde hisli insan durumuna düşürülüyorum isyanım buna


yaa şimdi sabahtan beri başım ağrıyo benim ki bunu bilgisayara bağladım kendi içimde ben..
herneyse ama işte sabah bu vergi memuru adam tebligat bişiler vermeye geldi demiştim yaa,
hah işte babamın biraz morali bozulmuştu ona çünkü çok, baya bi çok vergi borcu durumları var..
miktar verirdim ama 5 milyar borcumuz var, maddi durumumuz çok kötü diye ağlayan insanlara kalp krizi geçirtip, ülkenin dört bi yanında (çok okunuyorum mesajı vermeye çalışıyorum inceden.. ama yemiyosun tabii.. yalan zaten.) aile dramlarına sebebiyet veresim yok, ondan susuyorum..
her neyse annem de gitmiş babama yetiştirmiş..
babam da çağırdı, başın mı ağrıyo noluyo..
esas ben diyorum içimden noluyo.. ne sorup duruyo bunlar diye..
babamın sen canını sıkma böyle şeylere, meraklanma, bişey olmazları sonucunda farkettim ki moralim bozuldu, üzüldüm, dertlendim ondan başım ağrıyo zannetmişler..
hayır yok alakası yok diyorum daha bi şevkat gösteriyolar,
iyice hassas evlat moduna soktular..
halbuki alakası yok, aklımın kenarının orta noktasının x=y doğrusuna göre simetriğinden bile geçmedi (böyle diyince çok küçükmüş gibi geldi di mi.. halbusem bu da normal bi notaya delalet edicekti eğer akıl somut bi varlık olsaydı) ben annem çağırdığında eheh umay umay da duran duran gibi diye düşünüyodum,
ki boş zamanlarımda çok sık düşünürüm bunu..
sinir oldum be..




ayrıca kafam çatlıyo resmen.

bilumum


bilumumun ne kadar garip bi kelime olduğunu farketmemiştin di mi?
çalışıyoruz efendim, sizin için çalışıyoruz..
artık yeni girdiğiniz bi ortamda saçma sessizliklar olduğunda içinde bilumum geçen bi cümle kurmak suretiyle sanki o an farketmişsiniz gibi "aa bilumum da ne garip kelime" diyebilicek,
belki de ortak arkadaşlar kasada yemek alırken ya da ne biliyim tuvalette su dökerken yalnız bırakıldığınız, o çok iyi tanımadığınız insanla en azından ortak arkadaşlar gelene kadar mal gibi telefonun tuş kilidini aç kapa aç kapa yapmak zorunda kalmıycaksınız..
sonuç olarak evet bilumum çok garip bi kelime ve bilimum diye yazılmıyo..
öyle yazılsa zaten bilimum diye yazardım niye bilumum diye yazayım..
ilahi..

manasız

*video blogging işine el atasım var ama kameram bile yok, beklemedeyim..

*bi kerecik bile olsa radyo programı sunmak istiyorum.. eğlenceli bi şey gibi duruyo, konuşmayı da seviyorum zaten daha noolsun..

*bi de böyle bi dergi çıkarma olayına dahil olmak istiyorum.. merak ediyorum bunu da.. keyifli gibi ha ne dersin..

*belirli aralıklarla saçlarımı boyim mi? düşünüyorum, hemen ardından onun dibi var şusu var busu var onla mı uğraşcam diyip vazgeçiyorum..

*kendimi böyle bi kampanyaya, bi araya toplaşma, aynı amaç uğruna uğraşma olayına dahil edicek olursam eğer ki bi gün en iyi sansüre hayır kampanyalarına adarım benliğimi diye düşünüyorum.. çok doluyum bu konuda sorma..

*insanın sabah uyanınca tuvalete gitme ihtiyacı hissetmesi çok kötü bi şey bence.. çok üşeniyorum ben.. o ne öyle daha uyanamadan tuvalete git, kolzet desen buz gibi.. hiç hoş şeyler değil bunlar..

*en değerli kozmetik ürünüm deodorantımdır.. o olmadan yaşayamam adeta, ölürüm, hatta ölsem keşke, ölmekten beter olurum..

*bi de mesela windows media player'ın kitaplığına yükler ordan seçerim hep şarkılarımı, klasör klasör gezmeye uğraşamam hiç.. bi de winamp'dan hiç haz etmem.. çok dandikmiş gibi geliyo bilmediğim bi sebepten..

*bi de mesela kep atma şeysi için elbise almam lazım ama çıkıp elbise aramaya çok üşeniyorum.. ilk defa bi şeyler almak için bu kadar isteksizim neden bilmiyorum.. oysa para harcamayı çok severim ben.. (ama sadece seviyorum çünkü olmayan bi şeyi harcamak pek mümkün değil henüz günümüz teknolojisiyle)

*neden durup dururken kendimden bahsettim ben de bilmiyorum inan.. bilinçaltımın sosyal-1 denemesi çözmemek için yarattığı bi bahane gibi ha ne dersin.. beni böyle oyalamaya çalışıyo içimdeki tembel ben.. hayır bebeyim o testler çözülücek..

vergi

kapıya gelen vergi memurunun adınızı söyleyip,
üstüne bi de babanızın yıllar önce kurduğu ve o birilerinin birilerine anayasa fırlatması sebebiyle başlayan bi kriz vardı ya onda batmış olan şirketine ortak olduğunuzu iddia etmesi de ayrı güzel bi duygu..
zihinde ilkokula gidiyodum o zamanlar ben be cümlesini müteakiben ayrıca yurt dışına çıkamazdım ki öyle olsa vergi borcu var bi kere onun cümlesinin yankılanmasıyla birlikte suratta oluşan ne saçmalıyosun sen ifadesi üstüne, siz almışsınız tebligatı geçen sefer o yüzden öyle dedim diyince heaaa o zaman şeklinde dışa vurulan rahatlama..
ardından tebligatı size veriyim, ı ıh verme almam, niye arabayla geldik buralara kadar bi daha gelmeyelim, olmaz almam, lütfen ama, hayır almam babam yok alamam kusura bakmayın, iyi madem iyi günler..


ayrıca sence de britney spears vazgeçmesin mi artık.. kalmadı işte seksapel filan..

keşke iki sene önce doğsaymışım


neden diyorum bunu?
çünkü an itibariyle cevaplarını kontrol etmiş bulunduğum 2007 öss denemesine bakarak söylüyorum ki o sene girseymişim açılmamış kapı, girilmemiş okul bırakmayabilirmişim..
sosyal yine hafiften batık olsa da diğerleri, özellikle matematik o kadar keyfimi yerine getirdi ki "var yaa tarihten bi sürü yanlışım çıkıcak kesin" temalı gerginliklerimi yaşayamıyorum şu an,
şayet ohaaa ohaaa ohaa uuu.. şeklinde kendi kendine şaşırmakla meşgul zihnim..
öss'ye 4 gün kala acayip keyfim yerine geldi,
allahım nolur gerçek öss'm de iyi geçsin nolur nolur nolur..

9 Haziran 2009 Salı

ekşi beni neden sevmiyosun?

tamam yazarlıkta gözüm yok zaten beni yazar yapmıyolar da şunca yıllık kayıtlı okuyucuyum, baya(a.....a) uzun süredir de çaylak çaylak geziniyorum ortalarda,
dün didi sayesinde bünyeme doluşmuş ege ve ilay sevgisi sonucunda kendilerinin tarihte bi zaman, 23 nisan'da sourberry'de bi yayında bulunmuş olduklarını öğrenip o yeah bebeyim çok tatlıdırlar yine kesin diye atladım amma velakin noooldu?
ekşiden gel kuzum böyle rüyanda görürsün o podcast'i durumları..
ekşiye girdim baktım aradım taradım sub-etha'dan şey olucakmış,
ama pek tabii çaylak milletini insan yerine koyup oralara elletmiyolar işte..
hayır yani bana kalsa ben çoktan milyonlarca kez yazar olmuşltum da yapıyo musunuz yazar,
yapmıyosunuz,
ondan sonra da yazar olmamanın cezasını çekiyorum..
bu ne be, yazar yaptınız da olmadık mı nedir yani alla alla..
çok dinlemek istemiştim yahu..

dizi

şu televizyonda kadın ve futbol yorumu programlarından daha kötü bi şey varsa o da sıcacık aile dizileridir bence.. yapmayın etmeyin, insan neden izlemek ister ki onları yahu..

hep böyle oluyo


bi kere de demiyosun alıyım bi tencere yemek götüriyim şu kıza diye..
aha annem de yok, açım işte.. şimdi nolucak?

salihande

modern zamanların gelmiş geçmiş en büyük aşk hikayesi salihande..
inişli çıkışlı ilişkileriyle insanın ilgisini her zaman üstünde tutmayı başarıyo :p
buyrun kendiniz karar verin..

Sigarasından yaktı uzun uzun daldı uzaklara. "Sen çok şanslısın Salih dedi, bütün kızlar sana veriyor ama sen sadece aşkını seviyorsun bende senin gibi olmak istiyorum" Aşka bir insan daha kazandırdım.-salih


Gelenler bana bakıyor ama bazı koltuk altlarını bile almayan turistler var onlar bu arkadaşa göz kırpıyor. Onlara ben bakmıyorum. Kadında temizlik en önemli şey. Handemi çiçeğimi bu yüzden çok seviyorum. Bir tek kıl görmedim daha onda. Bakımlı tertemiz yanıma gelir. Yabancılar öyle değil, tatile gelmiş afadersiniz kızlar okumayın burayı oralarını almamışlar. Kaç gündür burdayım her akşam orası kıllı kadınlar görüyorum. yüzüne bakıyorsun bebek gibi, ama orası orman gibi. Batılıların ahlaksızlığını almayalım o yüzden.-salih


Yorumlarınızı okudum ama beyenmedim halamın kızı için iftiralar atmışsınız. Siz köyde yaşıyorsunuz sanırım kalçanıza dövme yaptırmayı ayıp olarak görüyorsunuz. Açın artık ufkunuzu lütfen cahil olmayın böyle biraz medeni olun. Burası iran deyil kendinize gelin burayı oraya çevirmeyin. Herkez kalçasına dövme yaptırabilir. hem salihim böcüşüm hayatımın anlamı bir sanatçı olduğu için pırofösyonel olarak çizim yapıyor. Atatürk sanat sanat içindir sanatçıya saygı gösterin onlar bizim efendilerimizdir demiş. Cahillere laf anlatamazsın derdi hep salihim çok haklıymış, size anlatamıyoırum çok gerikafasınız çünkü. Ama salihim sizin ve mahalledeki insanların beni gaza getireceğini düşünerek sanatçı olduğu için Benim kızacağımı düşünüp gözlerini bile kapamış. Halamın kızıda dedi "gözlerini kapamıştı" dedi "ben arkamı dönüp dönüp baktım popoma bakıyo olsaydı sana söylerdim o sana uygun deyil derdim." diyince içime su serpti.-hande


salihim bi ara marmariste dövmeci olarak çalışmıştı, resim yapma yeteneği çok var. sizin gibi değil salih sanatçı sayılıyor. sazda çalıyor üstelik. bu üklenin böyle insanlara ihtiyacı var herkez böyle sanatçı olsa çok güzel yerlere geliriz amerikayı geçeriz biz. zaten amerikalılar bizden korkuyor o yüzden biz geçmeyelim diye bizi sindiriyolarlar. oyuna gelmeyelim arkadaşlar lütfen. herkez sanatçı olsun yeteneğini farketsin üstüne gitsin.-hande


Yazıklar olsun seni gezdirdiğim benzin paralarına. Onların hepsini kuzeninmi abinmi tokmakçınmı neyinse ondan alacağım. 750 milyon borçlusunuz bana. Benzin param o kadar ediyor.-salih


Seni ölümüne seviyorum derken ben sana şaka yapmamıştım. Ben ölümüne sevdim seni. Aramızda yaşanan onca şeyden sonra gidersen ölürüm zaten. Bana dediğin gibi biri değilim. İlk senin kadının oldum bana dediğin laflara çok ağladım. Hastalığım ayın 13ü ile 15i arasında oluyor. Sen dedinki hastalık anında yattık diye beni kandırdın o .... ondan dedin. Ama tarihe bakmadın. O gün nasıl olabilirdi.-hande



Allahım ölücem xD ne dert kaldı ne tasa, harika diil mi xD xD
bakıcam diyosan burdan buyur..

yaş sınırlı filim

hastalıklı iki ruhun kendilerini katy perry şarkılarıyla dışavurumu..

"Tam bir aile komedisi." - Atilla DORSAY

"Keşke ben yapsaydım." - Tim BURTON

"Eğlenceli, şaşırtıcı ve kışkırtıcı." - The New York Times

"İzlerken nefes almakta zorlanabilirsiniz." - Ömür GEDİK


chinwards-1

chinwards-2









diptekinotçuklar:
1.sindeki insan didi olup, ikincisindeki de dolayısıyla ben olmaktayım.. didi'ninkinin yarıda kesilmesinin sebebi şahsımın gülme krizine girip kendini yere atmasıdır, ikincisi de cep telefonunun sınırlı hafızası dolayısıyla yarıda kalmıştır.. ikincisi didi tarafından edith piaf'a benzetilmiştir.. kamera ve ses olanaklarımız çok kötü, tırışkanın da tırışkasıdır, lakin ilerde bu sorunu aşarız diye umut edioruz.. ve evet gece bi araya gelince seksi iç çamaşırları girip kuş tüyünden yastıklarla yastık savaşı yapan kızlardan değiliz (farkındaysan öyle insanların olduğu ihtimalini canlı tutuyorum.. yazık çünkü seviyorum erkek milletini biliyo musun, fantezi dünyalarını kurutmamak gerek.. bi de bi yerde umut fakirin ekmeği..)

an

geldim dersaneden..
deneme olduk işte..
şimdi yine deneme çözücem
uykum var ve şu sınav tantanası artık bitsin istiyorum..

8 Haziran 2009 Pazartesi

uygunsuz gerçek

o neşeli, orjinal, sokak ortasında kahkaha atan insan yoktu.
bambaşka biri olmuştu.
az önce bol gelen, dizleri çıkmış eşofmanını olabildiğince yukarı çekmiş önümde pigme gibi yürüyodu.
ondan bikaç dk önce de menemene banılmış koca bi parça ekmeği ağzında yuvarlıyodu.
onu tanıyamıyorum artık.
mutfakta kiraz yerken morarmış dudaklarına baktım, baktım.. pespayesin diyemedim "gotik makyajı gibi olmuşun ahahah" dedim.
sonra -adeta sınırlarımı zorlar gibi- utanmadan aynaya bakıp "aman allaaam çok yakışmış" dedi.
"he gülüm" dedim.
halbuki ilk zamanlarda böyle miydi?
pain of salvation dinleyelim dediğimde bana kızdı. "hayır beğaa, oynak dinlicez" dedi. içime attım, sustum.
her zamanki yatıya kalma ritüelinde olduğu gibi "afferin kıza, sen hiç böyle yapmıyosun x" temalı cümleleri pek muhterem asiye teyzemden dinlerken bana gözlerini belertip belertip "öldüürrdüün beni sezaaarr" diye şarkı söyledi.
şimdi de arkamda rezil gbi tek gözüne rimel sürüyo. aa dur şimdi vazgeçti. bişeyler yapıyo arkada. şu an hediye süsleme kağıdını alnına yapıştırmış "peacee" diye poz veriyo.
neden onu bırakamıyorum?
oh tanrım, bana güç ver. daha önümüzde birlikte geçirilecek saatler ve koca bi gece(?) var.

*d

p.s.: zırnık soru çözmedik şu saate kadar.

.

didik bizde xD

7 Haziran 2009 Pazar

yorum

allahım bu şarkı resmen bi blind guardian şarkısı.. hani daniel çıkıp yaa biz aslında onlardan arakladık şarkıyı, onlar da sağolsunlar ses etmediler ayıp olmasın diye ama vicdan yaptım bunca zaman daha fazla saklayamadım söylüyorum işte dese şaşırmam o derece..
didi- 07.06.09
imago dinlerken

böyle insanlarla dolsun çevrem

üçü bi arada xD


bu adamı resmen seviyorum.. ama hangi adam? umut mu, ersin mi, uğur mu?
hepsini ayrı ayrı yerim o ayrı konu da şu an umut sarıkaya'dan bahsediyorum..
evet bu adamı resmen baya bi seviyorum
ve itiraf ediyorum kendisiyle ilintili olarak en büyük isteğim aynı apartmanda oturup aşure günlerinde filan dizleri çıkmış pijamam ve annemin topuklu terlikleriyle kapısına gidip bunu annem gönderdi demek..

ayrıca eğer henüz okumadıysan uykusuz'un son sayısını al ve umut sarıkaya'nın mükemmel ötesi karikatürüne bak.. günlerdir zihnimden çıkmıyo lanet olası.. hangisinden bahsettiğimi söylemicem, eğer aynı mizah anlayışına sahipsek kesinlikle gözünden kaçmasına imkan yok; hayır farklı şeyleri komik buluyosak zaten hangisi olduğunu söylesem de ee ne bu şimdi dersin..
eheh ama çok komik yahu günlerdir gülüyorum xD